7 Mayıs 2018 Pazartesi

“ Irak tankları, saldırıya geçti!..”

“ Irak tankları, saldırıya geçti!..”

http://necaticavdar.blogcu.com/irak-tanklari-saldiriya-gecti/6782283

“ Irak  tankları, saldırıya geçti!..”
Akşam gazetesi; A.A. mahreçli haberinde  “Sarhoş yolcu F-16 kaldırttı”  şeklinde başlık kullanarak olayı okuyucuları ile paylaşıyor.
Haberin spotu şöyle:
“ABD'de dün Atlanta-San Francisco seferini yapan AirTran Havayolları'na ait yolcu uçağında alkollü bir yolcunun kendisini tuvalete kilitlemesi üzerine yakındaki askeri bir üsten iki F-16 savaş uçağı kaldırıldı.”
Bu haberi okuyunca Yüksekova’da yaşadığımız bir olayı hatırlayıp yazmadan edemedim.
Kıbrıs’tan nakledilen komando taburunun biri Van’a diğeri “iç güvenliği sağlasın” diye Yüksekova’da konuşlandırılır.
Bizlerde Kıbrıs’dan gelenleri değiştirmek ve  “şark hizmeti “yapmak üzere  “Komanda Taburu”ndayız.
Taburlar gelmeden, bölgenin asayişi o zaman başında Binbaşı İbrahim Turna’nın bir bulunduğu jandarma taburu ile sağlanır.
Jandarmanın kendine ait koyun sürüleri, bu sürünün başında koyunları güden çobanları, hatta çobana yardımcı, taburda askerle yaşayan ayısı vardır.
O zamanlar asayiş, çak az  bir küvetle  sağlanırken, heyhat ki bu gün bölgede ordular, konuşlandırılmış.
 Gelinen nokta ortada.
…..
Evet,  Kıbrıs’tan getirilen komanda  taburu, Jandarmanın içine yerleştirilmiş.
Jandarmaya yeni bina yapılmış, eski karargah binaları ile ahırlar, Komandoya geçici olarak verilmiş.
Erlerin yatak yerleri eski jandarma at ve koyun ahırları..
Komandoya yeni bina ve kışla, bugünün Ankara tekstil sanayi öncülerinden Mustafa Özayhan döneminde yapılmaya başlanacaktır.
……………..
1979-80’ li yıllar..
Ve ülkenin bir çok yerinde olduğu gibi, bu bölgede “sıkıyönetim”de..
O nedenle birçok yetki, askerde.
Bir çok olay “kışlanın” kontrolünde..
Olayı iyi götürürseniz iyiye, kötü götürürseniz kötüye gidiyor.
………
O gün nöbetçi olan subay, her zaman olduğu gibi “tabur gazinosunda” küfelik olur.
Güya “görev yerinde “  alkol kullanmak “yasaktır.
Ancak,  kimilerine göre yasaklar ve yasalar, “ Astlar ve  kütüphaneler içindir..”
Eee. Adam “nöbetçi amiri” ve dahi kışla kumandanı “ ve de o” an en yetkili sıkıyönetim otoritesi”
Elbette mülk onun.
Ne derse o olacak. Yaptıkları zaten mubah..
……..
Bizim “küfelik “  ayıkır gibi olup, şöyle çevreyi kolaçan etmek ister.
Bahardan yaza giden günlerinde, semayı avize gibi donatan yıldızları ile Yüksekova’nın doyumsuz gecelerinden biridir.
O’ da ne..
Bizim küfelik, gözlerini ovuşturur..
Görünen manzara değişmez.
 Elerlini sıkar.
Hatta kolunu ısırır.
Evet, sarhoştur ama.
 Hisleri de yerindedir.
Ve gördüğü manzara gerçektir.
Başları bulutları delen dağların arasında yaklaşık olarak genişliği 10 km, uzunluğu 40 km alanda, yumurtayı diksen görünecek düzlükteki Yüksekova yazısında (düzlüğünde)  ben deyim 30, siz deyin 40 tane ışıklı nesneler döner durur.
Bizim küfelik için; kahramanlık ve tarihi karar anı,  tamda  o andır.
Askeri okula girdiğinden buyana kendisine öğretilen “kahraman olma” günü bu gün, fırsat da bu fırsat mıdır?
Kafa çakır keyif de olsa;
Üzerine aldığı milli ruh (1) ve yüksek görev şuuru ile kararı verir.
Evet, “Saddam ülkeye savaş açmış.
Irak tankları,  kartalları bile geçirmeyen Cilo Dağları’nı geçip, Yüksekova düzlüğüne erişmişlerdir.
Ya da. Bir hava indirmesi yapılmış, tanklar  çoktan vaziyet  almışlar bile..
Bizim kahraman kumandan, kimi buldu ise  o tarihi emrini verir.
“Derhal kırmızı alarm!”
Yanındakiler, soramaz bile .
Koskoca “Nöbetçi amiri”,  o an için “kışla kumandanı” ve dahi  “sıkıyönetim otoritesi.”
Bir bildiği(!) olmalı.
Konumu ve  vazifesi açısından her bildiğini, astları ile paylaşacak da değildir.Maazallah “devlet sırrı” faş olup, memleket; büyük gailelere gark olabilir..
 Ve “Alarm emri” her kademede yürürlüğe girer.
Kışlada uykuda olanlar, yerlerinden fırlatılır.
O tarihlerde öyle kale gibi korunan lojmanlar olmadığı için, Yüksekova’da şehirde - halkın içinde -  evlerinde mışıl mışıl uyuyan profesyonel asker kişilerin kapısına, ulaklar dayanır.
“ Ne oluyoruz?” sorusu bile soramayan asker kişiler, ailelerine  “veda “ederek,  şehre  birkaç  km mesafedeki  kışlanın yolunu tutarlar..
Alarm, başarılı olmuş.
Birlik, hareket etmek üzere  yüklenmeye başlamış.
Ancak ne için?
 Bilen hak getire.
Kumanda heyeti, toplanıp “durum değerlendirmesi” yapar.
Evet,  güçlü ışıkları ile ovada bu kadar kalabalık  “konuşlanma” hayra alamet değildir.
Fakat,  Biz “alarm emri” ile hemen “karartma  uygular iken “Bir saldırı” söz konusu ise, saldıranlar neden ışıklarını yakarlar.?
Bu derece pervasızlık da neyin nesi?
Uygun miktarda  keşif kolu hazırlanır, gönderilir..
Gelen haber, insanı güldürecek cinstendir.
Zira bembeyaz karlarla kaplanarak dağlarla yeknesaklık oluşturan ovada havaların ısınmasıyla karlar erir.
Eriyen kar ovayı adeta bir denize çevirir. Dağlar beyaz, ova maviden yeşile suyun bin bir güzelliğini yaşatır.
Çok geçmez, çekilen sulardan  renk renk  çiçekler  baş verir.
Ova, bir renk cümbüşüne  döner.
Sonra da  tarifsiz tonları ile  yeşillikler sahne alır.
Ve ovada ekime hazırlanmak üzere “herk” başlar.
Gece karanlığını güçlü ışıkları ile delen, yetkli yetkisiz bütün insanlardan habersiz bir şekilde karadan Şemdinli hattatını izleyen…
Ya da Van istikametinde kendine yol bularak ovaya ulaşan veya kestirmeden hava indirmesiyle ovaya konuşlanan ilerde korkudan koskoca ABD’nin yüreğini ağzına getirip Körfeze oturmasını sağlayan Saddam yönetiminin Irak tankları değil,
Ovada geniş arazisi olan ağanın,   gece serinliğinde  toprağı işlemek üzere tarlaya çıkan  traktör ordusudur..(Zeydanlar’ın Büyük Çiftlik de ,  traktörleri iş başı yapmıştır)
Hele şükür ki,
Verilen “kırmızı alarm ile”
Yüksekova ani düşman saldırısından korunmuş, ülke Irak’la savaşmaktan kurtarılmıştır.
Alarmı veren, kumandanın yükselerek hangi noktalara eriştiğini bilmem.
Memleketin toprak işleyen traktörlerini  “Saddam’ın tank akını”  sanarak “Alarm veren” kumandanın;
“ Kol kırılır, yen içinde “diye olayı  duymazdan gelen..
Haydi o saat haberi olmadı, müteakip günlerde bölge sıkıyönetimde olduğu için her gün tutulan “harp ceridesini” okuyan ..
Van’da ikamet eden “amiri..
” Len oğlum,
İran’dan gelmeleri neredeyse mümkün değil.
Yüksekova’nın sadece iki tabii girişi var.
Tanklar; Irak’a açılan yol olarak sadece   Şemdinli,-  ya da  olmaz ya Van istikametinden - ovaya girebilirler. Buradan girseler, haydi insanlar uykuya yattı.. Hiç mi  kurt, kuş duymaz?.  Haydi  havadan tanklar indirilse; uçaklar dağa çarpmasalar bile hiç mi ses çıkarmaz. Sen aklın mı yedin ”diye sorup gereğini yerine getirdi mi?
Duymadık, bilmiyoruz...
Öyle olsa idi duyulurdu.
Bildiğimiz ise;
O olayda; “buz gibi” serinkanlılıkla hadiseyi tarihe gömen kişi takdirle yükseltilerek - bu günlerde adı değişse de kamuoyunu çok meşgul eden meşhur -  “Özel Harp” dairesi başına getirildiğidir.
Adama  adını verenler “Güngör” demişler..
Tevekkeli, bilgiç insanlarmış..
Her ne kadar ilerde Irak’a tanklı, uçaklı harekatlar düzenlense de ..
Bereket,
 Bu sanal “Tank baskını” nedeniyle  Irak’a uçaklar kaldırılarak, memleket badireye  sokulmamış.
Necati Çavdar - 09 OCAK 2010 CUMARTESİ
Emiryaman- Aile Merkezi

/////////////////////////////////////
09 OCAK 2010 CUMARTESİ
Askeri bir üsten iki F-16 savaş uçağı kaldırıldı.
ABD'de dün Atlanta-San Francisco seferini yapan AirTran Havayolları'na ait yolcu uçağında alkollü bir yolcunun kendisini tuvalete kilitlemesi üzerine yakındaki askeri bir üsten iki F-16 savaş uçağı kaldırıldı.

Bir süre savaş uçakları refakatinde uçan yolcu uçağı, güvenlik nedeniyle rotası değiştirilerek, Colorado Springs Havaalanı'na indirildi. 
Şüpheli yolcu gözaltına alınıp, köpeklerle arama yapıldıktan sonra uçak San Francisco'ya gitmek üzere havalandı.
Bu arada, Las Vegas-Hawai seferini yapan uçak, bir erkek yolcunun bayan yolcuyu taciz etmesi üzerine rotasını değiştirerek, Los Angeles'e indi.
Los Angeles'te ifadesi alınan erkek yolcu, bayan yolcunun şikayetçi olmaması üzerine serbest bırakıldı. Los Angeles Havaalanı yetkilileri, uçağın 3 saatlik gecikmeyle tekrar havalandığını kaydettiler.  
Çarşamba günü Hawai seferini yapan yolcu uçağında “sorun çıkaran” bazı yolcular nedeniyle iki F-15 savaş uçağı kaldırılmış, yolcu uçağı F-15'lerin refakatinde yakındaki bir havaalanına indirilmişti.
LONDRA'DA UÇAKTA ARAMA
Londra Heathrow Havaalanı'nda dün meydana gelen olayda ise Dubai'ye giden Emirates Havayolları'na ait yolcu uçağının havalanmasına, “bir yolcunun sözlü tehditte bulunduğu” gerekçesiyle izin verilmedi.
Sky News'in olayın görgü tanıklarına dayandırarak verdiği habere göre, uçağa giren güvenlik güçleri 3 kişiyi uçaktan indirerek, gözaltına aldı.
Daha sonra yolcuların tamamı indirilerek uçağın arandığı, ancak şüpheli bir durum tespit edilmediği kaydedildi.
AA
Kaynak:
http://www.aksam.com.tr/2010/01/09/haber/dunya/3286/sarhos_yolcu_f_16_kaldirtti.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder