Gökdeniz ”Doğu Perinçek kim?
GÖKDENIZ “ IDDİALAR SAÇMA”
Emniyet İstihbaratın Kurucusu Mardin eski Valisi Ergun
Gökdeniz , internette site açarak Aydınlık gazetesi
ve Hanefi Avcı hakında açıklamalarda bulunduğu iddia
edilen MİT Kontrterör Dairesi Eski Başkanı
Mehmet Eymür’ün söz konusu iddialarını “saçma bulduğunu” söyledi.
YA PERİNÇEK KULLANIYOR YA DA
Doğu Perinçek için, Eymür’e ait olduğu söylenen “ Türk Hizbullah terör örgütünü kuranların yayın
organlığını yapan Aydınlık gurubunun başı Doğu Perinçek..” iddialarını
Gökdeniz “saçma” olarak niteledi. Gökdeniz ”Doğu Perinçek kim? Dün Marksist ve Maocu idi.
Şimdi Kemalist olduğunu söylüyor ve sanki ülkede iktidardakiler
Kemalist değilmiş gibi. O nedemekse “Kemalist devrim güçlerinin iktidarını “ istiyor.
Doğu Perinçek yazdığı yazıları ve kullandığı belgeleri kimden
alıyor? Bu adama bunları birisi veriyor. Perinçek bunları nereden
alacak ya Emniyet ya da MİT verecek. Kim kimi kullanıyor belli
değil.Ya Perinçek MİT’i kullanıyor, ya da MİT , Perinçek’i
kullanıyor”dedi.
HİZBULVAHŞETTE POLİS YOK
Gökdeniz,Hizbullah’ın PKK’ya karşı emniyetin kurdurduğu konusundaki
iddiaları ise” Hizbullahı Hanifi Avcının kurduğu
konusundaki iddiaları saçma buluyorum. Hizbullah konusunda komplo
teorileri üretiyorlar.Ancak teorileri tersine çalıştırıyorlar. Hizbulvahşet
konusunda Polis ‘Bunu ortaya çıkarmanın bütün şerefi bize ait‘diyor.
Öyleyse kendisinin kurup geliştirdiği şeyi emniyet niçin
kendi ortaya çıkarsın?
Eğer olayı MİT ortaya çıkarsaydı bu yaklaşımın bir mantığı
olurdu.Ancak şu andaki gelişmeler bu düşünce ile çelişiyor.”diyerek
“Hizbullalhın ortaya çıkması iç güdüsel
olarak gelişmiştir. PKK’ya karşı savunma duygusuyla ortaya çıkan
bu hareket bölgedeki PKK ile mücadele edenler
tarafından önce hoşgörü ile karşılanmış olabilir. Nasıl olsa
PKK ‘ya karşılar diye dokunulmamış olabilir.
Zaten bölgede legal korucu sistemi varken niçin emniyet illegal
bir koruculuk sistemi geliştirsin?
Bunlar PKK ile mücadele etlilerde Karayılanı’ımı öldürdüler. Şemdin Sakık’ı
mı getirdiler. Bunların hiç biri PKKlıları öldürmemiştir.”diyerek örgütün
PKK’ya karşı bir faaliyeti olmadığını söyledi.
HİZBULVAHŞETİN GAYESİ PARA
Gökdeniz ”Hizbullah daha doğru ifade ile
Hizbulvahşeti örgütlü suç amaçlı faaliyetler olarak değerlendirmek
gerekir.
Bu örgüt mafyalaşmanın bir başka adıdır. Örgütün
lideri Velioğlu hicret edin diyor. Hiçret nedir? Göç
demektir... Peki göç edenler nereye gidiyor? İstanbul, İzmir,
Ankara, Antalya gibi rantı yüksek ve paranın olduğu illere...Velioğlu’nun
konuşmak için İstanbul’a geldiği düşünülemez. Mafyalaşmanın
geleneği vardır. Doğu’da biraz palazlananlar hep batıya gelir
ve buralarda rant kaynaklarını ele geçirmeye çalışırlar. Velioğlu
ve tayfasının hedefleri de hep galericiler vs .Neden galericileri
seçiliyor. Bunlar Almanya’dan falan hırsızlık arabaların parçalarını
satıyorlar. Kara para ile uğraşıyorlar onun için de bu mafyacalar onun peşine
düşüyorlar. Yani hedefleri para ve paralı şahıslar. Hiç PKK’ lı
olduğunu söyleyenleri öldürdükleri var mı? Onlar rant
peşindeler.”diyerek Hizbulvahşetin gayesini ortaya koydu.
ONU ANLATAMAM
Hizbulvahşet olaylarının lideri olduğu öne sürülen Hüseyin
Velioğlu’nun ailesini eski Mardin valisi olması nedeni ile
yakından tanıdığını söyleyen Gökdeniz”Bu insanların sülalesini tanırım.
Bazılarının akrabaları ile tanışırım. Ben Mardin valisi iken
içlerinde il genel meclisi üyeleri olanlar vardı. Bu süklüm püklüm insanlara ne oldu da o kadar
büyüdüler. Soruyorum ne olmuşta bu insanlar büyümüş? d
Hizbullahı Hanifi Avcının kurduğu konusundaki iddiaları
saçma buluyorum.
iye orarak arkasındaki güce dikkat çekti. Zaten medya olarak
Hizbulvahşeti büyüten gücün aydınlığa çıkması için soruyoruz.Peki
efendim ne oldu da büyüdüler? Şeklindeki sorumuza ise Gökdeniz”Onu
burada anlatamam.”diyerek cevapladı.
|
……………………..
EMNİYET İSTİHBARAT’IN KURUCUSU EMEKLİ VALİ ERGÜN
GÖKDENİZ:
19.5.2000 Cuma
EMNİYET İSTİHBARAT’IN KURUCUSU EMEKLİ VALİ ERGÜN GÖKDENİZ:
-Son gelişmeler ışığında Uğur Mumcu ve Kışlalı gibi
cinayetleri kim ne için yapmış olabilirler?
-Uğur Mumcu Cinayetini özel olarak bir kişi değil
de küçük guruplar olarak İran’ın taşeronlarınca işlenmiş olabilir.
Yinede bu işleri İran devletine izafe edemezsiniz. Zaten İran’da devlet
olarak bunu hiçbir zaman kabul etmez. Bu işin İçinde
öyle dedikleri gibi SAVAMA yoktur.
-Peki nasıl olmuştur?
- İran’da devletin üstünde daha üst
bir kurul var. Fetva makamı gibi. Onlar rehberlik diyor. Hatemi filan orada o
kadar etkili değildir. Hatemi ye o kurul emir verir. Hatemi
Tahrandaki resmi İran devletini temsil eder ancak birde Kum’da devletin
üstünde bir kurul var. İmameti temsil eden kurul. Devrim muhafızları devletin
değil Kum kentindeki güçlerin emrinde.
Bu meseleye Türkiye’de yanlış bakılıyor. Zannediyor ki bizdeki gibi bir
kurum var. Öyle bir kurum yapmaz. Küçük küçük guruplar işi yapar ve izini
kaybettirir. Bu tip çalışmaları hem KGB, hem de CİA da yapmıştır.
Bunlar Ceyzofic denen oparasyonu yürüten bir kişinin emrinde küçük
guruplar.
Bu guruplar Kum kentinin tehdit olarak algıladığı kişileri ortadan kaldırmak
için kullanıldı. Bu işlem ya bu kişilerin caydırılması yada para ile satın
alınması eğer mümkün değilse ortadan kaldırılması şeklinde
gerçekleşiyor.
Bu tür elemanlar “ kirli iş elemanı” olarak her serviste
kullanılıyor. Bunlar ayıplı hale geldiği için büyük para alarak
ortadan kayboluyor. Büyük paralar dönüyor. Bu olayda Ceyzofice belki
İran’lı idi. Geri kalanlar Türk uyruklular olabilir.
- Deniyor
ki kullanılan silahlar ABD malı. Bunu nasıl izah
ediyorsunuz?
- ABD bir oparasyon yapıyorsa
Rus, Ruslar yapıyorsa ABD malları kullanıldı. Kaldı ki İran’nın operasyon
yapması için ABD malı C-4 bulması o kadar zor değil. Bu tür silahlar
Lübnan’da, Beyrut’ta her zaman kullanılıyor ve
sürekli burada pazarda satılıyor.
Bunların Türkiyeye girmesi de okadar zor değil. Hizbullah operasyonunda
görüldü ki insan cesetleri bile taşınıyor da kimsenin haberi olmuyor.
- İran bu operasyonu neden
yapsın, çıkarı ne ?
- İran her ne kadar Türkiye ile
barış içinde görünse de Kasr-ı Şirin anlaşmasından beri Sünnî
Türklerle, Şii İran arasında rekabet her zaman vardır. Olmaya da devam
etmiştir. İran Türkiye’yi çekemez. Kendi politikasına ve
etkinliğine karşı bulur. Yakında Putin Özbekistan’a
gidiyor. İran onu orta Asya’da ve Kafkasya’da Türk nüfuzuna karşı
destekliyor. Hatta İran’nın çıkarları Ermenistan ile bile örtüşüyor.
Bunun böyle görülmesi gerekir. Türkiye’deki Sünnî insanlarında İran’ın tarihi
politikalarına karşı uyarılmaları ve aydınlatılmaları gerekiyor. Malesef
Türkiye’de bir kısım çevreler Müslüman kesimin tümünü İran yanlısı olarak
görüyor. Buda yanlış. Hiç bir zaman Anadolu ve İran barışık
yaşamadı. Şah zamanında da böyle idi, devrimden sonrada İran’ın
Türkiye’ye karşı belirlenmiş politikası değişmedi. Şah zamanındada özellikle hemen
hepsi Alman kadınları ile evli Şahın ajanları Türkiye
aleyhine çalışmışlardır.
MAHİR
KAYNAK
-Sayn Kaynak son gelişmeler ışığında Uğur Mumcu ve Kışlalı
gibi cinayetleri kim ne için yapmış olabilirler?
- Uğur Mumcu ve diğer faili
meçhulleri yapan merkezler için adres tespiti zor. Ancak bu cinayetleri
kesinlikle İslamcı çevreler ve İran’ın
yapmadığı belli.
Uğur Mumcu Kürt sorunu için öldürüldü. PKK ilişkileri konusunda
belirli bir mesafe kat etmişti. Onun açığa çıkmaması için öldürdüler. Bu
cinayet PKK yanlısı bir eylemdir .O zamanlar PKK’yı batılı güçler
destekliyordu .O güçler öldürmüştür.
Kışlalı cinayetini ise İslamcı -laik çatışması için
tertiplediler. Bunu da kesinlikle İslâmcıların aleyhinde olan güçler yaptı.
Ama dediğim gibi adres tespiti güç.
-
---------------/////////////////////////////////---------------------------
MAHİR KAYNAK :
Eldeki bulgular ve Mumcunun öldürüldüğü yerdeki tatbikattan
sonra elde edilen resim nedir?
-Medyadan yansıyanlar ve aktörlere baktığımızda Uğur Mumcu
cinayetinin çözüleceğine ihtimal dahi vermiyorum.
-İhbar eden kişinin güvenilirliğine ve kişiliğine bakmak gerekir. Yusuf
karakuş kesinlikle güvenilmez birisi. Öyle durumlarda
mantık aranır. Olayların gelişiminde mantıklı bir taraf yok.
Zaten itirafçılar elerine ne gelirse imzalayacak ve ne söylenmesi istenirse
söyleyecek insanlar. Bunlar zaten her şeye teşne ..
-Bunlar üç İran resmi görevlisi bombayı koydu diyorlar.
Dünyanın hiç bir yerinde bu mümkün değildir. Aksi halde savaş çıkar öyle şey
olmaz.
-En ufak bir şüphem yok. Kesinlikle bundan bir şey çıkmaz.
-Tantan iyi bir polis olabilir. İyi niyetinden de şüphem yok ancak
istihbarat tan anlamadığı ortaya çıktı. Kendisini dolduruşa getirmişler.
Tantan’ı sıkıntıya sokmak için bir komplo olabilir.
ERGUN GÖKDENİZ:
İddia edildiği gibi Bu olayın altından İran çıkar mı?
-Şu safhada İran demekte,İran yapmadı
demekte yanlış. FP ve bazı çevreler İran’la
ilişkileri bozmak için senaryo yapılıyor demeye getiriyorlar.Buda
yanlış.İranla aramızın bozulup bozulmayacağına gelince,son zamanlarda ne
zaman düzeldi ki? Kimi de derin devlet yaptı diyor.
Bunun derinliği ne? Kim derin devlet?
Akit Gazetesi MİT belgesi diye belge yayınlıyor.Bu belge ne zaman Akit’in
eline geçmiş. Önceden vardı da niçin şimdi yayınlıyorlar? Bu ve
benzeri belgeleri onlara MİT servis yapıyor. Hedef saptırıyorlar. Belki
de bir kısım çevreler celalleniyor.
Savcının elindeki iddiayı görüp ona göre yorumlamak gerekir.
EMNİYET İKİ PARÇA
Yayın yasağına rağmen emniyette alınan
ifadeler niçin medyada yer alıyor?
- Şöhret olmak için. İstanbul polisi devre dışı dendi. Buda yanlış bir
tavırdı. Emniyet birimleri arasında her zaman çekişme olabilir. Başka
ülkelerde de bu böyledir. Son olayda Ankara emniyeti ile
çalışıldığı için. İstanbul emniyeti bu olayın şerefini
paylaşamıyorum diye kıskançlıkla medyaya bilgi sızdırıyor. Yayın yasağına
rağmen kimsede takmıyor. Bu belge ve bilgileri kim veriyor?
Uğuru öldürenin kim olduğunu bakmak için onun yazılarından kimin rahatsız
olduğuna bakmak gerekir. Özal zamanında bile bir çok kişiyi
rahatsız etmişti. Uğur ellindeki bilgileri sanki araştırarak mı buluyordu?
Ona belgeleri MİT veriyordu. MİT bir takım belgeler veriyor oda yazıyordu.
FEHMİ KORU KİMİN TELKİNİ İLE YAZIYOR?
Basında bir sürü olayı yorumlayarak yazan var.
Mesela Fehmi Koru kimin telkinatı ile yazıyor?
Oda Uğur’u İran’lıların öldürmeyerek İsrail bağlantısı
üzerinde duruyor. Olayı saptırıyor.
HİZBULLAH OPARASOYYONU İLE YUMURTLAYAN TAVUK KESİLDİ.
Son yapılan operasyonun ucu Hizbullah operasyonu ile
bağlantılı deniyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
- O operasyon hiç bir şekilde tasvip
edilemeyecek bir şov idi. Şova yönelik bir operasyon
idi.Velioğlu’nun yandakiler emniyetin ajanları idi.Velioğlu’nu da onlar
öldürdürmüştür.Hiç bir zaman yumurtlayan tavuk kesilmez. Bazan bir oparasyon
yıllarca sürebilir ama böyle bitirilmez.Veli oğlunu yakın arkadaşları
öldürerek yumurtlayan tavuğu kestiler. Veli Oğlunun yakınnındakiler
emniyetin adamları olduğu için bazı bilgiler ellerinde olabilir. Savcının
iddanamesine kadar beklemek gerekir.
Savcılar iddianameyi hazırlayıp mahkemeye sunuyorlar ancak bir çok nokta
açık kalıyor. Bu olayda ucu açık olan maddelerden birisi zanlıların İranlılar
üzerinde yoğunlyaştırılması.İranlı dendimi mesele çözümsüz hale geliyor.
Onları nereden bulacak ve nasıl sorgulayacaksınız. Bu mümkün
değil.
Bir çok konuda İran resmi görevlileri yaptı veya yaptırdı dendi ama
devletin İstenmeyen adam ilan ettiği bir tane böyle İran resmi görevlisi insan
yok.Bunlar idare ateşe diyor ama bir şeyi bilmiyorvlar.
Elçiliklede Her ülkenin istihbarat görevlisi idari ateşe olarak
anılır.Onun görevi zaten odur.Bizimde Mit ,ABD’de
CİA görevlileri elçilikmlerimizde idari ateşe odlarak
çalışırlar.
|
19/9/2009 - işsizlik ve ekonomi
Yazar: Anonymous
|
ekonomi çarkı 1 euro : 1 dolar : 1 tl ve altın 350
tl den 100 tl ye düşürülerek yapılır akp+chp+dtp+mhp: pkk ya hizmet kanalları
tarafından elekriğe /suya zam yapılarak değil+5 milyon işsiz türk genci var
istanbul da intihar edebilirler karakol önlerinde.
|
………………..
Gökdeniz: Her şey BÇG’yi gösteriyor.
Her şey BÇG’yi
gösteriyor. Bütün yollar” büyük kulak”
CIA’ya çıkıyor....!
Tele kulak skandalı için Emniyet
İstihbaratının kurucusu Ergün Gökdeniz’den şok açıklamalar...!
Tüm Türkiye’yi sarsan “Tele
kulak”olayını BÇG ‘mi yaptırıyor? ..Bu Gücü Kimden
Aldınız? Sorularına Gökdeniz açıklık getiriyor.
Gökdeniz:
“ Bu bir yetkinin suistimalidir....Emniyetten
deniyor ki sisteme girilmiştir. Ama dinlemek için değil, denetlemek için
girilmiştir. Peki siz bunu hangi hakla yapıyorsunuz.
Müessese ve kişileri siz nasıl denetlersiniz.
Cumhurbaşkanını denetleme emrini size kim verdi. Bence tüm partiler eşittir
ama herhangi bir parti lideri veya herhangi bir milletvekilinin sistemine
girdiniz. Peki bu bilgileri kime aktarıyorsunuz?
Bu bilgilerin öğrenilmesi devletin yüksek
menfaatleri için midir? Hukuki alt yapısı hazırlanmış bir operasyon
mudur? Bu adamlar devlete ihanet mi ettiler? Bir şüphe mi vardı
da, bir operasyona girdiniz? Bir operasyon başlattınız? Veya “biz merak ettik
de dinledik” diyemezsiniz? Bununla geçiştirilemez. Bunun arkasında mutlaka
birileri vardır. Bir hedefe yöneliktir. Yoksa kendiliğinden olan bir şey
değildir.”
Gayesi özel hizmet sunmaktır. Peki kime sunuluyor bu
hizmet?
Gökdeniz:
“Siyasilerimiz kendilerinden bir şey talep
etmeden bazı kişiler bazı özel hizmetlere talip olurlar. O andan itibaren iş
yozlaşıyor. Derhal özel hizmet sunuyor. Sonra bir ara diyor ki... Filancayı
dinleyin... emredersiniz efendim. Şunu da dinleyin
.....Emredersiniz efendim. Bezen iktidarlar ve güç odakları bazı
yerlere kendilerine yakın isimleri getirerek bu şekilde özel
hizmet almak istiyorlar. Özel hizmet sunma merakınız olduğu zamanda soruyorum
size özel hizmet sunmak isteyen kişinin özel hizmetlerinden yararlanmak
istemeyen kaç insan vardır?” diyerek zaman zaman bu işe siyasilerinde
girdiğini söylüyor.
Her yol CIA’ya çıkıyor...!
Gökdeniz:
”Emniyetin cihazından sizin şifrenize girildiği ve
ekranda görüldüğü zaman, bilgisayardaki yazılım nedeniyle ABD deki pentagon
veya National Cekullery Ejansıy (NCE)’nin Washington DC’deki bilgisayarında
anında görülebilir. Çünkü yazılım oradan alınmıştır. Başka ne söyleyeyim.
“diyerek konunun içerdeki bir takım odaklarla sınırlı olmayıp CIA’ya kadar
uzanan bir zincirin halkası olduğuna dikkat çekiyor.
Şavaş hemen şimdi ayrıl........!
Bir tarafta emniyet içinde görevden alınmalar
yaşanırken diğer yandan “tele kulak” ile elde edilen bant
kayıtları FP kapatma davasına delil olarak Yargıtay Başsavcısı
Vural Savaş tarafından Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu. Vural Savaş Meclis
tarafından “ihaleye fesat karıştırmaktan ”düşürülen ANASOL –D hükümetinin
Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında ortaya çıkan kasetler
için” ahlak ve hukuk dışı “ nitelemesi yapmışken kendisi aynı işin içine
girdi ve hala makamını koruyor. Bu hukuk skandalı karşısında kamuoyu ve
siyasi çevreler Vural Savaş’tan onurlu bir davranış bekleyerek
istifa etmesini istiyorlar.
Necati Çavdar/ ANKARA
“Tele- kulak’ skandalında gözler BÇG ye
çevrildi... Bütün yollar” büyük kulak”
CIA’ya çıkıyor.
Tele Kulak diye adlandırılan Başbakan,
Genelkurmay, Erbakan dahil çeşitli kişi ve kurumların
telefonlarının dinlenmesi tüm Türkiye’yi sarstı. Öyle bir sarstı ki ne
hükümet programı, ne güven oylaması ne de bütçe kanun tasarısı konuşuluyor.
Hepsini gölgede bırakarak gündeminin birinci sırasına oturdu.
Şavaş hemen şimdi ayrıl........!
Bir tarafta emniyet içinde görevden alınmalar
yaşanırken diğer yandan “tele kulak” ile elde edilen bant
kayıtları FP kapatma davasına delil olarak Yargıtay Başsavcısı
Vural Savaş tarafından Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu. Vural Savaş Meclis
tarafından “ihaleye fesat karıştırmaktan ”düşürülen ANASOL –D hükümetinin
Devlet bakanı Güneş Taner hakkında ortaya çıkan kasetler
için” ahlak ve hukuk dışı “ nitelemesi yapmışken kendisi aynı işin içine
girdi ve hala makamını koruyor. Kamuoyu ve siyasi çevreler Vural
Savaş’tan onurlu bir davranış bekleyerek istifa etmesini istiyorlar.
“Tele kulak” skandalını Emniyet İstihbaratının
Kurucusu Emekli Vali Ergün Gökdeniz, Necati Çavdar’ın soruları ile Yeni
Dönem’e yorumladı ve dinlemeyle ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Bir Yetkilinin Suiistimalidir
Yeni Dönem -Sayın Gökdeniz Türkiye’yi sarsan “Tele
kulak”la ilgili olarak sizin uzman olarak görüşlerinizi almak istiyoruz.?
-Bir yetkinin suiistimalidir. Yani bugün Emniyetin,
MİT’in elinde ileri teknoloji ile donatılmış aygıtlar var ise bu sadece ve
sadece Türkiye’nin yüksek menfaatleri için kullanması gereken operasyonlarda
kullanması gereken elektronik donanımlardır.
BÇG ‘mi yaptırıyor? Bu Gücü Kimden Aldınız?
-Basına yansıyan ve emniyetteki görevden almalarla
görülüyor ki herkes dinleniyor, bunu kim adına yapıyorlar?
-Evet. Emniyetten deniyor ki sisteme girilmiştir Ama
dinlemek için değil. Denetlemek için girilmiştir. Peki siz
bunu hangi hakla yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanı, başbakanı ve genelkurmay
gibi müessese ve kişileri siz nasıl denetlersiniz. Cumhurbaşkanını denetleme
emrini size kim verdi. Bence tüm partiler eşittir ama herhangi bir parti
lideri veya herhangi bir milletvekilinin sistemine girdiniz. Peki bu
bilgileri kime aktarıyorsunuz?
Bul bilgilerin öğrenilmesi devletin yüksek
menfaatleri için midir? Hukuki alt yapısı hazırlanmış bir operasyon
mudur? Bu adamlar devlete ihanet mi ettiler? Bir şüphe mi vardı da
bir operasyona girdiniz? Bir operasyon başlattınız? Veya biz merak ettik de
dinledik diyemezsiniz? Bununla geçiştirilemez. Bunun arkasında mutlaka
birileri vardır. Bir hedefe yöneliktir. Yoksa kendiliğinden olan bir şey
değildir.
Zaman zaman gazetelerde yazılar çıkıyordu. Tüm
telefonlar dinleniyor diye. Çünkü dinlenmeyen politikacının kalmadığı
anlaşılıyor.
Gayesi özel hizmet sunmaktır. Peki kime sunuluyor bu
hizmet?
-Olay bu kadar vahim ama niçin oluyor?
-Emniyet siyasallaşıyor deniyordu. Emniyet
teşkilatı, bizim polisimiz ama siyasilerimiz kendilerinden bir şey talep
etmeden bazı kişiler bazı özel hizmetlere talip olurlar. O andan itibaren iş
yozlaşıyor. Derhal özel hizmet sunuyor. Sonra bir ara diyor ki...filancayı
dinleyin... emredersiniz efendim. Şunu da dinleyin
.....Emredersiniz efendim. Bazen iktidarlar ve güç odakları bazı
yerlere kendilerine yakın isimleri getirerek bu şekilde özel
hizmet almak istiyorlar. İnşallah bu dönemde de yine bir takım kişiler özel
hizmet sunma hevesinde olmasınlar diye düşünüyorum.
Eğer, yine aynı kafayla gidilirse ki bunu
önlemeniz mümkün de değil. Özel hizmet sunma merakınız olduğu zamanda
soruyorum size özel hizmet sunmak isteyen kişinin özel hizmetlerinden
yararlanmak istemeyen kaç insan vardır?
İstemem yan cebime koyuver. Mutlaka isteyecektir. Ve
arkası gelir.
Her yol CIA’ya çıkıyor...!
- Eskiden hep MİT dinliyor denirdi. Şimdi Emniyet
dinliyor deniyor. Sizce sebebi nedir?
-Emniyetin elinde elektronik cihazlar yeni ve modern
olduğu için bunlar orada daha çok oluyor.
-Peki bu bilgiler sadece içerde mi kalır. Yoksa
başka yerlere uzanır mı?
- Tabi ki sadece içerde kalmaz. Şunuda belirteyim bu
işi yapanlar çoğu kez ulaştıkları bilgiler kendileri ile sınırlı
zanneder. Burada bir korkumu söyleyeyim. Emniyetin cihazından sizin şifrenize
girildiği ve ekranda görüldüğü zaman, bilgisayardaki yazılım nedeniyle ABD
deki pentagon veya National Cekullery Ejansıy (NCE)’nin Washington DC’deki
bilgisayarında anında görülebilir. Çünkü yazılım oradan alınmıştı. Başka ne
söyleyeyim.
-Sayın Gökdeniz söyledikleriniz çok önemli ip uçları
veriyor. Peki insanlar hangi metotlarla dinlenir?
-Bunun için çeşitli metotlar vardır.
Bunun başında da taşınması ve yerleştirilmesi kolay olan “Bak” argo anlamı
ile “böcek”denen minik nesneler gelir. . Bunlar güneş
pilleri veya uzun ömürlü pillerle ama az enerji sarf eden küçük mikrofondur.
Bunlar özelliklerine göre bir, üç, 10 km. gibi veriş güçleri veya
sahaları vardır. Bu cihazlar kolaylıkla elektronikte gelişmiş firmalar
tarafından her yerde ve sınırsız olarak satılmaktadır. Bunları dileyen
istediği yerden temin edebilir.
-Bunlar nereye konuyor?
-Elektronik istihbaratta dinlenmek istenen bir
yerden tam 144 yer vardır. Dinlenme yapılacak yerin 144 önemli yeri vardır.
Dinlenme yapılacak bu yerin 144 noktasına değil de, yeteri kadar bir yer ve
sayıda konur. Ancak kesinlikle bir tane konmaz da mutlaka birden fazla üç,
beş gibi noktalara konur. Birisi arızalandığı veya bulunarak imha edildiği
zaman diğerleri, yayınına devam eder.
-Bu “bak”
lar nasıl tespit edilir?
-Bu böceklerin tespit edilmeleri mümkün ama hiç
tespit edemediğiniz böcekler de var.
Diğer cihazlara gelince cinsine ve kullanış gayesine
uygun olarak hacimleri daha büyük olan cihazlardır. Bunlar çok
kere sabit yerlere kurulur. Dinleme ve kayıt oralardan yapılır. Bunlar çok
özel cihazlar olup ithal edilirler. İthalleri v denetimleri hükümetin iznine
tabi cihazlardır.
Emniyetin elindekiler hükümetin iznine tabi
olarak ithal ediliyor. Dolayısıyla bunların kullanımları da devletin
denetimindedir. Görülüyor ki devlet içinde belli güçler bunları özel hizmet
sunmak için kullanıyorlar.
-Bir de yine özellikle gazeteci Fehmi Koru ve Nazlı
Ilıcak’ın konuşmaları ile Cep telefonlarının dinlenmesi gündeme geldi.
Bunların dinlenmesi veya kaydı nasıl oluyor?
-GSM denen cep telefonların dinlenmesi için
şifresinin çözülmesi gerekiyor. Bunun için de “decoder” denen şifre çözücüye
ihtiyaç var. Şu bir gerçektir ki dünyada çözülmeyecek şifre yoktur.
Yapılmışsa kesinlikle çözülecektir. Bu cihazlar
kapalı ve siz konuşmazken de sizin konuşmalarınız GSM’lerdeki akıllı
kartların şifresine girerek bir şekilde alınabilir. O nedenle cep telefonları
kapalı ilken şayet bataryası veya enerjisi kesilmemişse dinlenebilir.
ABD’de Ulusal Güvenlik Kuruluşu denen (NCE)’de her
türlü dinlemeye girecek aygıtlar mevcuttur. Yeni geliştirilen tekniklerle her
türlü konuşma ve resim elde edilebilmektedir. Bunlara misal olması için
anlatıyorum. Bir CIA görevlisinin duble ajan olduğu tespit edildi.
CIA ve FBI bu görevliyi takibe
alarak FBI bu adamın bilgisayarına girdi. Bilgisayarından yayılan
enerjiyi özel bir aygıtla çekerek, bu elektromanyetik dalgalar analiz
edilerek kelimeler haline getirilip karakterize edildi. FBI bu ajanın
bilgisayarına depolayarak karşıya verdiği tüm bilgileri alabildi.
|
http://www.benimblog.com/NecatiCavdar/54866/+G%F6kdeniz%3A++Her+%FEey++B%C7G%92yi+g%F6steriyor..html
7777777777777777777777777777777777
HDP BÜYÜK İSRAİL
İÇİN ÇALIŞIYOR
http://www.yenisoz.com.tr/hdp-buyuk-israil-icin-calisiyor-haber-8780
MAH teşkilatının kurucularından emekli
vali Gökdeniz, “Demirtaş, ABD’de CIA Kürt masası başkanıyla ve Rusya’da
Dışişleri Başkanı Lavrov ile Kürdistan’ı kurmayı görüştü. Büyük İsrail’in
kurulması için Kürdistan’ı şart gören Siyonizm HDP ve PKK’yla Kürtleri baskı
altında tutarak İsrail’e hizmet ettiriyor” dedi.
28 Aralık 2015 Pazartesi -
12:34
ENES BABACAN
/ İSTANBUL
Demirtaş'ın
ABD ve Rusya ziyaretini değerlendiren MİT'in ilk nüvesini oluşturan Milli Amele
Hizmet (MAH) teşkilatının kurucularından emekli vali Ergun Gökdeniz, “Demirtaş
ABD'de CIA Kürt masası başkanıyla ve Rusya'da Dışişleri Başkanı Lavrov ile
Kürdistan'ı kurmayı görüştü” dedi.
Kürt şehirlerini İsrail karıştırıyor
İsrail'in
kuruluşundan bugüne kadar Mezopotamya'da bir Kürt devleti hayali taşıdığını
belirten Gökdeniz “Siyonizm'in arzı mevut olarak açıkladığı Büyük İsrail hedefi
için Mezopotamya'da iş birliği yapmak için hedeflediği bağımsız Kürdistan
devleti için adımlarını atmaya devam ediyor. Bugün Diyarbakır'da, Mardin'de,
Şırnak'ta ve kısaca ülkemizin Kürt halkının yoğunlukta yaşadığı bölgelerinde
olayların asıl sebebi bağımsız bir Kürdistan içindir. Kürt vatandaşlarının
Türkiye'den ayrılmak istemediği biliyoruz ama orada silahlı baskı altında
tutulan Kürt vatandaşlarından PKK kendi amacını gizleyerek kirli planını
gerçekleştirmeye çalışıyor. Devletin ise PKK ile mücadelede dikkatli olarak
Kürt halkını bu konuda daha da bilgilendirmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Demirtaş Kürdistan'ı kurma turunda
HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ABD ve Rusya ziyaretlerini değerlendiren
Gökdeniz, “Demirtaş ABD ziyaretinde CIA'nın Kürt masası şefi ile görüştü. Rusya'da
ise Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüştü. Her iki görüşmenin ise zamanlamasına
ve akabinde Demirtaş'ın yaptığı açıklamalarını dikkatli okumak gerekiyor. Bu
her iki görüşmede de Demirtaş ‘Bağımsız Kürdistan'ı görüştü. Türkiye ve
Suriye'deki mevcut durum için Kürdistan'ın kurulmasını fırsat bilen PKK ve
siyasi uzantısı fırsatı kaçırmak istemiyor. Siyonizm'in arzı mevut planında
açıkça Mezopotamya'da kurulacak Kürt devletinin ‘Büyük İsrail'e hizmet için
kurulacağının görüyoruz. Yani Demirtaş ve PKK, Kürt Devleti değil büyük
İsrail'in kurulması için çalışıyor” şeklinde konuştu.
Demirtaş'tan Kürdistan açıklaması
HDP eş
başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi'nin olağanüstü
toplantısında özerklik açıklamasında bulunurken Başbakan Ahmet Davutoğlu'na
"Madem güçlüsün al reisini de Cizre'ye git. Madem kurtarıyorsun bakalım
bir Sur'a git de bak seni nasıl karşılayacaklar" dedi. Demirtaş'ın
"Artık gelecek yüzyılda bir Kürdistan gerçeği olacak. Özerk bölgeleri de
olacak belki devleti de olacak." sözleri MAH kurucusu Ergun Gökdeniz'in
açıklamalarını açıkça doğruluyor.
Ermenilerin emelleri hiç bitmiyor
Rusya ile
Türkiye arasında yaşanan krizi Ermenistan'ın işine geldiğini vurgulayan
Gökdeniz, “Ermenilerin Anadolu'ya karşı emelleri hiç bitmiyor. Rusya ile
Türkiye'nin arasındaki gergin ortamı avantaja çevirmek isteyen Ermenilerin
Rusya'dan silah ve askeri destek alması, Irak ile askeri ve ticari anlaşmalar
yapması Türkiye'ye yönelik bir sıkıştırma hamlesidir. Ermenileri Türkiye karşı
tutumunda bize dost görünen Avrupa Birliği'nin de desteklediğini biliyoruz.
Çünkü Avrupa birliği bir Hristiyan birliğidir diye kendisini deklere ediyor.
Ermeniler Hristiyan olması hasebiyle Avrupa birliğinden, Ortodoks olması
durumdan da Rusya'dan açıkça büyük destek görüyor” ifadelerini kullandı.
Suriye'de savaşının kritik noktası bayır bucak
Suriye
savaşının en kritik noktalarından bir tanesinin Bayır Bucak bölgesi olduğunu
belirten Gökdeniz “Suriye'de Esad güçlerinin, Yunanistan gibi ülkelerin
desteklediği DHKP-C ve benzeri terör örgütlerinin amaçlarından bir tanesi Bayır
Bucak bölgesini alarak Türkiye'yi sınırdan tehdit edebilmektir. Ancak Bayır
Bucak bölgesinin Türkmenlerden alınmak istenmesinin en büyük sebebi Esad ve
destekçileri tarafından ‘İskenderiye Sancağı' olarak adlandırılan Hatay'ın
tamamını Suriye topraklarına tekrar dahil etmek. Bu kadar yoğun bombardımanın
ve çatışmalarının o bölgede yoğunlaşmasının temel sebepleri budur” dedi.
/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
İsrail'in
Ortadoğu’daki emeli
09-08-2015
http://dusuncemektebi.com/israil-in-ortadogudaki-emeli_d102048.html
MİT’in ilk nüvesini oluşturan
Milli Amele Hizmeti’nin kurucularından Ergun Gökdeniz, İsrail yönetiminin
stratejine dikkat çekti.
Vahdet gazetesinden
Enes Babacan'ın haberine göre; MİLLİ
İstihbarat Teşkilatı'nın ilk nüvesini oluşturan Milli Amele Hizmet (MAH)
teşkilatının kurucularından emekli vali Ergun Gökdeniz, Suriye'de yaşanan
savaşın asıl nedeninin İsrailoğullarının sözde ‘vaat edilmiş' topraklarına
kavuşma istekleri olduğunu söyledi.
ABD, RUSYA VE İRAN,
İSRAİL YANLISI!
Gökdeniz, “İsrail'in hedefi 3. Dünya
savaşı yerine Mezopotamya olarak adlandırdığı Ortadoğu'ya küçük savaşlar ile
hükmetme isteği. İsrail'e bu projede ABD, Rusya ve İran gibi ülkelerin
menfaatleri gereği destek verdiklerini görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Suriye savaşının üst aklı
İsrail'dir” diyen Gökdeniz şöyle devam etti: “İsrailoğulları, vaat edişmiş
topraklarına kavuşma istekleri için 3. Dünya savaşı yerine Mezopotamya olarak
adlandırdığı Ortadoğu'ya küçük savaşlar ile hükmetme isteğinde. Suriye savaşı
da bu projenin uygulandığı kirli bir oyundur. İsrail'e bu projede ABD, Rusya ve
İran gibi ülkelerin menfaatleri gereği destek verdiklerini görüyoruz. Türkiye
bu projede istenmiyor. Çünkü Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğundan kalma
bölgedeki amaçlarına bu proje ters gelir” ifadelerini kullandı. Suriye'de
oynanan kirli oyunda ABD ve İsrail'in beraber hareket ettiğini söyleyen
istihbaratçı Gökdeniz, “ABD tüm gücüyle İsrail'in projesine hizmet ediyor.
Suriye ile on yıllar öncesinde askeri ilişkileri bulunan Rusya, Suriye'de
Esed'in ayakta kalmasını sağlamak için ABD ile çıkar anlaşması içinde. Hatta
Rusya ABD'nin bölgedeki uydusudur. İran'da mezhepçi yaklaşımı ve menfaatleri gereği
Suriye'de sergilenen kirli ittifakta Esed'in yanında yer alıyor” dedi.
‘OSMANLI'
KORKUTUYOR!
ABD, Rusya ve İsrail gibi büyük
planları olan ülkelerin Suriye'de birbirinin kuyruğuna basmadan menfaatlerini
koruduklarını kaydeden Gökdeniz, “Ancak Türkiye bölge ile tarihsel geçmişi
nedeniyle Suriye'de istenmiyor. PYD'yi kullanan İran ve Rusya, Türkiye'nin
bölgeye müdahil olmaması için PYD'yi ortadan kaldırma işini bile
üstlenebilirler” şeklinde konuştu.
‘KANTONCULUK'
HAYALDEN ÖTEYE GEÇEMEZ!
Suriye'de PYD'nin Kürt kantonları
oluşturma fikrinin ABD ve İsrail tarafından desteklenmeyeceğini söyleyen
Gökdeniz, “Öcalan'ın Suriye'de Baba Esed'in yanında saklandığı dönemde ortaya
attığı bir fikirdi Suriye'de Kürt kantonları kurmak. Ama bu o dönem nasıl
hayalde kaldıysa şimdi de hayalden öteye gidemez. Çünkü buna bölgedeki büyük
ülkeler müsaade etmez” dedi.
///////////////////////////////////
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder