Necati Çavdar bir gönderi paylaştı.
Kıbrıs'a Harekât emrini, ERBAKAN verdi..
"17 Temmuz 1974 günü Kıbrıs bunalımı nedeniyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal KAYACAN, Başbakan Vekili Necmettin ERBAKAN’a sordu: “Sayın Başbakan Vekili, Benim donanmam daha önce iki defa döndürüldü. Bu sefer dönmeyeceğimiz teminatını verebilir misiniz?”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. GAZÂNIZ MÜBAREK OLSUN !”
Amiral Kayacan da, “O zaman biz Kıbrıs’a taka ile de çıkarız” diyerek harekât emrini almış oldu."
..............
Kıbrıs'a Harekât emrini, ERBAKAN verdi..
"17 Temmuz 1974 günü Kıbrıs bunalımı nedeniyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal KAYACAN, Başbakan Vekili Necmettin ERBAKAN’a sordu: “Sayın Başbakan Vekili, Benim donanmam daha önce iki defa döndürüldü. Bu sefer dönmeyeceğimiz teminatını verebilir misiniz?”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. GAZÂNIZ MÜBAREK OLSUN !”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. GAZÂNIZ MÜBAREK OLSUN !”
Amiral Kayacan da, “O zaman biz Kıbrıs’a taka ile de çıkarız” diyerek harekât emrini almış oldu."
..............
Özer S. Özgüç
Kıbrıs Barış Harekâtı’ nın Deniz Kuvvetleri Komutanı (E) Oramiral Kemal KAYACAN
(1992) Kıbrıs Barış Harekatı' nın Deniz Kuvvetleri Komutanı, 12 Mart Muhtırası' na imza atan emekli oramiral, 1977-1980 döneminin CHP milletvekili, evinde ikisi erkek biri kadın 3 terörist tarafından kurşunlanarak 29 Temmuz 1992'de öldürülmüştü. Allah rahmet eylesin. Mekânı Cennet olsun. Nur içinde yatsın
Kayacan öldürüldü
Kayacan'ın 1974 Kıbrıs Barış Harekatı Utkusuna giden yolda yaptıkları
17 Temmuz 1974 günü Kıbrıs bunalımı nedeniyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal KAYACAN, Başbakan Vekili Necmettin ERBAKAN’a sordu: “Sayın Başbakan Vekili, Benim donanmam daha önce iki defa döndürüldü. Bu sefer dönmeyeceğimiz teminatını verebilir misiniz?”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. Gazânız mübarek olsun!”
Amiral Kayacan da, “O zaman biz Kıbrıs’a taka ile de çıkarız” diyerek harekât emrini almış oldu.
Amiral Kayacan, Kıbrıs’ta bugünkü fiili durumun öncüsü ve baş mimarıdır. Donanmanın koruyucu şemsiyesi altında 20 Temmuz 1974 günü deniz piyadelerimiz ve onları taşıyan çıkarma gemileri sayesinde Girne’de kıyı başı tutulmuştu. Başta tanklarımız olmak üzere zırhlı birliklerin çıkmasıyla Kıbrıs’taki kara harekâtı mümkün olmuştur.
1968 yılında ilk taburuna Gölcük’te sahip olan, Deniz Piyade Birliği, 1972 yılında Genelkurmay Başkanı Memduh TAĞMAÇ’ ın emri ile kaldırıldı.
İşte, 1973 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Kemal KAYACAN, dönemin yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk GÜRLER’i ikna ederek bu kararı değiştirdi. İki taburlu deniz piyade birliği tekrar 9 Ağustos 1973 tarihinde kuruldu. Birlik 12 Mart 1974’te İskenderun’a intikal etti. Dört ay sonra gerçek bir savaşa gideceklerini bilmiyorlardı.
Bu sorudan bir gün önce 16 Temmuz 1974 günü Milli Güvenlik Kurulu toplanmış ve Cumhurbaşkanı Amiral Fahri KORUTÜRK, KAYACAN’ın da üyesi olduğu kurula şöyle hitap etmişti: “Beyler, Kıbrıs Türklerini korumak için bir şey yapmak istiyorsanız sırası şimdidir; eğer şimdi yapmazsanız bir daha hiç bir zaman yapamazsanız” İki denizci devlet adamının istişare halinde bu harekâtta öne çıktığını görüyoruz. Zira her ikisi de söz konusu denizaşırı harekâtın icrasında donanma ve amfibi gücün rolünü biliyordu. Harekât, bazı gecikmelere rağmen planlı şekilde icra edildi.(1 )
Suikasta adım adım
9 Temmuz 1992, İstanbul
“Evlâdım, sen yemeğe çıkabilirsin” dedi yaşlı adam. “Ama saat 20,30’da burada ol. Tamam mı?”
“Emredersiniz, Paşam” dedi genç adam ve hemen toparlanıp çıktı.
Genç adam Kubailay TUZCU’ydu… Er’di… Beş aydır yaşlı adamın yanında, askerî koruma olarak görev yapıyordu… Yaşlı adam ise Kemal KAYACAN’dı… Emekli Oramiral’di… Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan on sekiz yıl evvel emekli olmuştu.
Göztepe, İstasyon Caddesi, Sümer Sokak, 11 Nolu Polat Ersan Apartmanı’nın 4. Katındaki dairenin zili bu akşam ikinci kez çaldığında, saatler 19,40’ı gösteriyordu.
Yetmiş yedi yaşındaki Emekli Oramiral Kemal KAYACAN, açmak üzere kapıya yöneldi.
Kemal KAYACAN’ın ziyaretçisi çok olurdu… Kapısı herkese açıktı, çünkü… Ne bileyim, bir iyilik yapmış olduğu kişiler veya nikâh şahitliklerini yaptığı gençler çat kapı gelir, otururlar. Fikir danışır, fikir alırlardı… Evi gençlere de her zaman açıktı. Genç denizciler sıkça gelirler, denizcilik konusunda görüş alırlar, Paşa’nın tecrübelerinden yararlanırlardı… Gençlerle görüşmeyi, konuşmayı seven biriydi… Bu ziyaretlerden keyif alırdı… Gelenlere kahveleri, çayları bizzat kendisi yapar… Elleriyle ikram ederdi… Kemal KAYACAN, kibir ve gurur nedir bilmeyen, gösterişsiz, mütevazı bir Emekli Paşa’ydı.
Kemal KAYACAN, yetmiş yedi yıllık ömrün verdiği yorgunlukla ağır ağır geldi. Kimin ya da kimlerin geldiğini görmek için dikiz deliğinden bakmaya dahi lüzum görmeden kapıyı açtı. Ve karşısında biri erkek, biri kız iki genç buldu… Kız kot pantolon ve beyaz gömlek giymiş, minyon tipli biriydi… Erkek ise kısa boyluydu. Arkadaşı gibi o da kot pantolon ve beyaz gömlek giymişti. Yeni tıraş olmuş, bıyıklı ve gözlüklü bir kişiydi.
“Buyurun” dedi Paşa, “Kimi aramıştınız?”
“Biz” dedi kız olanı, “Kemal KAYACAN Paşa’yla görüşmek istiyorduk.”
“Buyurun, kızım. Kemal KAYACAN benim.”
Genç erkek hemen belindeki namlusuna susturucu takılmış tabancayı çekti... Hiçbir şey söylemeden silâhın tetiğine peş peşe asıldı. Tabanca, beş adet 7,65 milimetre çapında mermi kustu. Bunların üçü Kemal KAYACAN’ın başına, omzuna ve kalbine saplandı. Paşa olduğu yere yığıldı, kaldı.
Kemal KAYACAN’ın vurulup kanlar içinde yere düştüğünü gören Fatma kod Ayşe YILMAZ, “Tamam Bahri… Hemen gidelim” dedi, Bahri kod Altan Berdan KERİMGİL’e.
Örgüt, İstanbul’da tetikçi sıkıntısı çekiyordu. Bu yüzden iki tetikçiyi Ankara’dan özel olarak getirtmişti… Her ikisi de yirmi dört yaşındaydılar. Ayşe YILMAZ Hacettepe Üniversitesi’nde, Altan Berdan KERİMGİL ise Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğrenciydi… İki tetikçi terörist, evin kapısı önüne bomba görüntüsü verilmiş bir paket bırakıp, apartmandan çabucak çıktılar… Kendilerini bekleyen beyaz renkli bir Mazda’ya binerek, hızla uzaklaştılar.
Suikastı, gazeteleri arayan bir kişi Dev-Sol adına üstlendiklerini açıkladı… Ve “Son günlerde artan işkence ve baskılardan dolayı Oramiral Kemal KAYACAN'ın cezalandırıldığını” söyledi. Ancak Kemal KAYACAN’ın adı, Dev-Sol’un daha önce açıkladığı öldürülecek kişiler listesinde geçmiyordu…
Emekli Oramiral Kemal KAYACAN kimdir?
Sinop’ta 1915 yılında doğmuş ve 1935 yılında Asteğmen rütbesi ile Deniz Harp Okulu’ndan mezun olmuş. 1935 – 1972 yılları arasında Donanma, yurt içinde/dışında çeşitli gemilerde görevlerde bulunmuş. 1972 - 1974 yılları arasında TSK’nin 7. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini deruhte etmişti. 1974 yılında emekli olan Oramiral Kemal KAYACAN, 1977-1980 yılları arasında Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.’de bulunmuş. Milletvekilliği 12 Eylül 1980’de sona ermişti.
(1 ) Cem GÜRDENİZ’in 29.7.2018 günlü “Oramiral Kemal KAYACAN ve Kıbrıs Zaferi” yazısından alıntı
////////////////////////////////
Özer S. Özgüç
Kıbrıs Barış Harekâtı’ nın Deniz Kuvvetleri Komutanı (E) Oramiral Kemal KAYACAN
(1992) Kıbrıs Barış Harekatı' nın Deniz Kuvvetleri Komutanı, 12 Mart Muhtırası' na imza atan emekli oramiral, 1977-1980 döneminin CHP milletvekili, evinde ikisi erkek biri kadın 3 terörist tarafından kurşunlanarak 29 Temmuz 1992'de öldürülmüştü. Allah rahmet eylesin. Mekânı Cennet olsun. Nur içinde yatsın
Kayacan öldürüldü
Kayacan'ın 1974 Kıbrıs Barış Harekatı Utkusuna giden yolda yaptıkları
17 Temmuz 1974 günü Kıbrıs bunalımı nedeniyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal KAYACAN, Başbakan Vekili Necmettin ERBAKAN’a sordu: “Sayın Başbakan Vekili, Benim donanmam daha önce iki defa döndürüldü. Bu sefer dönmeyeceğimiz teminatını verebilir misiniz?”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. Gazânız mübarek olsun!”
Amiral Kayacan da, “O zaman biz Kıbrıs’a taka ile de çıkarız” diyerek harekât emrini almış oldu.
Amiral Kayacan, Kıbrıs’ta bugünkü fiili durumun öncüsü ve baş mimarıdır. Donanmanın koruyucu şemsiyesi altında 20 Temmuz 1974 günü deniz piyadelerimiz ve onları taşıyan çıkarma gemileri sayesinde Girne’de kıyı başı tutulmuştu. Başta tanklarımız olmak üzere zırhlı birliklerin çıkmasıyla Kıbrıs’taki kara harekâtı mümkün olmuştur.
1968 yılında ilk taburuna Gölcük’te sahip olan, Deniz Piyade Birliği, 1972 yılında Genelkurmay Başkanı Memduh TAĞMAÇ’ ın emri ile kaldırıldı.
İşte, 1973 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Kemal KAYACAN, dönemin yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk GÜRLER’i ikna ederek bu kararı değiştirdi. İki taburlu deniz piyade birliği tekrar 9 Ağustos 1973 tarihinde kuruldu. Birlik 12 Mart 1974’te İskenderun’a intikal etti. Dört ay sonra gerçek bir savaşa gideceklerini bilmiyorlardı.
Bu sorudan bir gün önce 16 Temmuz 1974 günü Milli Güvenlik Kurulu toplanmış ve Cumhurbaşkanı Amiral Fahri KORUTÜRK, KAYACAN’ın da üyesi olduğu kurula şöyle hitap etmişti: “Beyler, Kıbrıs Türklerini korumak için bir şey yapmak istiyorsanız sırası şimdidir; eğer şimdi yapmazsanız bir daha hiç bir zaman yapamazsanız” İki denizci devlet adamının istişare halinde bu harekâtta öne çıktığını görüyoruz. Zira her ikisi de söz konusu denizaşırı harekâtın icrasında donanma ve amfibi gücün rolünü biliyordu. Harekât, bazı gecikmelere rağmen planlı şekilde icra edildi.(1 )
Kayacan'ın 1974 Kıbrıs Barış Harekatı Utkusuna giden yolda yaptıkları
17 Temmuz 1974 günü Kıbrıs bunalımı nedeniyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal KAYACAN, Başbakan Vekili Necmettin ERBAKAN’a sordu: “Sayın Başbakan Vekili, Benim donanmam daha önce iki defa döndürüldü. Bu sefer dönmeyeceğimiz teminatını verebilir misiniz?”
Erbakan kararlıydı: “Size teminat veriyorum. Gazânız mübarek olsun!”
Amiral Kayacan da, “O zaman biz Kıbrıs’a taka ile de çıkarız” diyerek harekât emrini almış oldu.
Amiral Kayacan, Kıbrıs’ta bugünkü fiili durumun öncüsü ve baş mimarıdır. Donanmanın koruyucu şemsiyesi altında 20 Temmuz 1974 günü deniz piyadelerimiz ve onları taşıyan çıkarma gemileri sayesinde Girne’de kıyı başı tutulmuştu. Başta tanklarımız olmak üzere zırhlı birliklerin çıkmasıyla Kıbrıs’taki kara harekâtı mümkün olmuştur.
1968 yılında ilk taburuna Gölcük’te sahip olan, Deniz Piyade Birliği, 1972 yılında Genelkurmay Başkanı Memduh TAĞMAÇ’ ın emri ile kaldırıldı.
İşte, 1973 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Kemal KAYACAN, dönemin yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk GÜRLER’i ikna ederek bu kararı değiştirdi. İki taburlu deniz piyade birliği tekrar 9 Ağustos 1973 tarihinde kuruldu. Birlik 12 Mart 1974’te İskenderun’a intikal etti. Dört ay sonra gerçek bir savaşa gideceklerini bilmiyorlardı.
Bu sorudan bir gün önce 16 Temmuz 1974 günü Milli Güvenlik Kurulu toplanmış ve Cumhurbaşkanı Amiral Fahri KORUTÜRK, KAYACAN’ın da üyesi olduğu kurula şöyle hitap etmişti: “Beyler, Kıbrıs Türklerini korumak için bir şey yapmak istiyorsanız sırası şimdidir; eğer şimdi yapmazsanız bir daha hiç bir zaman yapamazsanız” İki denizci devlet adamının istişare halinde bu harekâtta öne çıktığını görüyoruz. Zira her ikisi de söz konusu denizaşırı harekâtın icrasında donanma ve amfibi gücün rolünü biliyordu. Harekât, bazı gecikmelere rağmen planlı şekilde icra edildi.(1 )
Suikasta adım adım
9 Temmuz 1992, İstanbul
“Evlâdım, sen yemeğe çıkabilirsin” dedi yaşlı adam. “Ama saat 20,30’da burada ol. Tamam mı?”
9 Temmuz 1992, İstanbul
“Evlâdım, sen yemeğe çıkabilirsin” dedi yaşlı adam. “Ama saat 20,30’da burada ol. Tamam mı?”
“Emredersiniz, Paşam” dedi genç adam ve hemen toparlanıp çıktı.
Genç adam Kubailay TUZCU’ydu… Er’di… Beş aydır yaşlı adamın yanında, askerî koruma olarak görev yapıyordu… Yaşlı adam ise Kemal KAYACAN’dı… Emekli Oramiral’di… Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan on sekiz yıl evvel emekli olmuştu.
Göztepe, İstasyon Caddesi, Sümer Sokak, 11 Nolu Polat Ersan Apartmanı’nın 4. Katındaki dairenin zili bu akşam ikinci kez çaldığında, saatler 19,40’ı gösteriyordu.
Yetmiş yedi yaşındaki Emekli Oramiral Kemal KAYACAN, açmak üzere kapıya yöneldi.
Göztepe, İstasyon Caddesi, Sümer Sokak, 11 Nolu Polat Ersan Apartmanı’nın 4. Katındaki dairenin zili bu akşam ikinci kez çaldığında, saatler 19,40’ı gösteriyordu.
Yetmiş yedi yaşındaki Emekli Oramiral Kemal KAYACAN, açmak üzere kapıya yöneldi.
Kemal KAYACAN’ın ziyaretçisi çok olurdu… Kapısı herkese açıktı, çünkü… Ne bileyim, bir iyilik yapmış olduğu kişiler veya nikâh şahitliklerini yaptığı gençler çat kapı gelir, otururlar. Fikir danışır, fikir alırlardı… Evi gençlere de her zaman açıktı. Genç denizciler sıkça gelirler, denizcilik konusunda görüş alırlar, Paşa’nın tecrübelerinden yararlanırlardı… Gençlerle görüşmeyi, konuşmayı seven biriydi… Bu ziyaretlerden keyif alırdı… Gelenlere kahveleri, çayları bizzat kendisi yapar… Elleriyle ikram ederdi… Kemal KAYACAN, kibir ve gurur nedir bilmeyen, gösterişsiz, mütevazı bir Emekli Paşa’ydı.
Kemal KAYACAN, yetmiş yedi yıllık ömrün verdiği yorgunlukla ağır ağır geldi. Kimin ya da kimlerin geldiğini görmek için dikiz deliğinden bakmaya dahi lüzum görmeden kapıyı açtı. Ve karşısında biri erkek, biri kız iki genç buldu… Kız kot pantolon ve beyaz gömlek giymiş, minyon tipli biriydi… Erkek ise kısa boyluydu. Arkadaşı gibi o da kot pantolon ve beyaz gömlek giymişti. Yeni tıraş olmuş, bıyıklı ve gözlüklü bir kişiydi.
“Buyurun” dedi Paşa, “Kimi aramıştınız?”
“Biz” dedi kız olanı, “Kemal KAYACAN Paşa’yla görüşmek istiyorduk.”
“Buyurun, kızım. Kemal KAYACAN benim.”
Genç erkek hemen belindeki namlusuna susturucu takılmış tabancayı çekti... Hiçbir şey söylemeden silâhın tetiğine peş peşe asıldı. Tabanca, beş adet 7,65 milimetre çapında mermi kustu. Bunların üçü Kemal KAYACAN’ın başına, omzuna ve kalbine saplandı. Paşa olduğu yere yığıldı, kaldı.
Kemal KAYACAN’ın vurulup kanlar içinde yere düştüğünü gören Fatma kod Ayşe YILMAZ, “Tamam Bahri… Hemen gidelim” dedi, Bahri kod Altan Berdan KERİMGİL’e.
Örgüt, İstanbul’da tetikçi sıkıntısı çekiyordu. Bu yüzden iki tetikçiyi Ankara’dan özel olarak getirtmişti… Her ikisi de yirmi dört yaşındaydılar. Ayşe YILMAZ Hacettepe Üniversitesi’nde, Altan Berdan KERİMGİL ise Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğrenciydi… İki tetikçi terörist, evin kapısı önüne bomba görüntüsü verilmiş bir paket bırakıp, apartmandan çabucak çıktılar… Kendilerini bekleyen beyaz renkli bir Mazda’ya binerek, hızla uzaklaştılar.
Suikastı, gazeteleri arayan bir kişi Dev-Sol adına üstlendiklerini açıkladı… Ve “Son günlerde artan işkence ve baskılardan dolayı Oramiral Kemal KAYACAN'ın cezalandırıldığını” söyledi. Ancak Kemal KAYACAN’ın adı, Dev-Sol’un daha önce açıkladığı öldürülecek kişiler listesinde geçmiyordu…
Emekli Oramiral Kemal KAYACAN kimdir?
Sinop’ta 1915 yılında doğmuş ve 1935 yılında Asteğmen rütbesi ile Deniz Harp Okulu’ndan mezun olmuş. 1935 – 1972 yılları arasında Donanma, yurt içinde/dışında çeşitli gemilerde görevlerde bulunmuş. 1972 - 1974 yılları arasında TSK’nin 7. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini deruhte etmişti. 1974 yılında emekli olan Oramiral Kemal KAYACAN, 1977-1980 yılları arasında Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.’de bulunmuş. Milletvekilliği 12 Eylül 1980’de sona ermişti.
(1 ) Cem GÜRDENİZ’in 29.7.2018 günlü “Oramiral Kemal KAYACAN ve Kıbrıs Zaferi” yazısından alıntı
Emekli Oramiral Kemal KAYACAN kimdir?
Sinop’ta 1915 yılında doğmuş ve 1935 yılında Asteğmen rütbesi ile Deniz Harp Okulu’ndan mezun olmuş. 1935 – 1972 yılları arasında Donanma, yurt içinde/dışında çeşitli gemilerde görevlerde bulunmuş. 1972 - 1974 yılları arasında TSK’nin 7. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini deruhte etmişti. 1974 yılında emekli olan Oramiral Kemal KAYACAN, 1977-1980 yılları arasında Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.’de bulunmuş. Milletvekilliği 12 Eylül 1980’de sona ermişti.
(1 ) Cem GÜRDENİZ’in 29.7.2018 günlü “Oramiral Kemal KAYACAN ve Kıbrıs Zaferi” yazısından alıntı
////////////////////////////////
Orhan Aysezen bir gönderi paylaştı.
-TÜRKİYE'DE SAYISIZ BASIN YAYIN FAKÜLTESİ VAR AMA "BELGESELCİ" YOK", YETİŞMİYOR, YETİŞEMEZ. YAKIN TARİHİMİZ SORULARLA DOLU...
-TÜRKİYE'DE SAYISIZ BASIN YAYIN FAKÜLTESİ VAR AMA "BELGESELCİ" YOK", YETİŞMİYOR, YETİŞEMEZ. YAKIN TARİHİMİZ SORULARLA DOLU...
Yorumlar
Raci Durcan bir gönderi paylaştı.
Öldürenler üniversite öğrencisi....
Böyle alçakça cinayetleri eğitilmeyenler işleyebilir mi?
Öldürenler üniversite öğrencisi....
Böyle alçakça cinayetleri eğitilmeyenler işleyebilir mi?
///////////////////////////////////////////////
İncirik ve diğer üstler..
1943 yılı Aralık ayında Kahire konferansı sırasında İnönü, Kahire'de Churchill ve Roosevelt ile görüşüyordu. Müttefik Devletler'in bölgedeki muhtemel hava operasyonları için. -İnönü’nün kararaı ile- “ortak askeri plan" çerçevesinde kurulması kararlaştırılan ve 1951 de inşasına başlanıp 21 Şubat 1955 de faaliyete geçirilen şer yuvası İncirlik Üssü’
ABD için sembolik değer.
“kapatılmalı” mı?
Evet.
..............
15 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’ta darbe olmuş, ülkenin ilk cumhurbaşkanı Makarios devrilmişti. Darbeyi gerçekleştiren cuntacılar Yunanistan’la birleşerek “Enosis” hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Makarios önce Malta’ya, oradan Londra’ya kaçmıştı. Buradaki BM toplantısında konuşan Makarios, “darbenin Yunanistan destekli olduğunu, İngiltere ve Türkiye’nin Londra antlaşmasındaki garantörlüklerine dayanarak adaya müdahale etmesi gerektiğini” söylüyordu.
İngiltere Türkiye ile bereber müdahale etmedi.
20 Temmuz 1974’te Türkiye, “barış harekâtı” adı altında TSK’yı Kıbrıs’a çıkardı.
ABD; “ Benim verdiğim silahı izinsiz kullanamazsın “ diye Türkiye’ ye 30 Aralık 1974 tarihinde silah amborgo koydu. NATO üyesi olmasına rağmen, Türkiye’ye hiçbir devlet silah, envanter veya mühimmat satmayacaktı.
Ecevit Hükümeti 19 Eylül 1974 tarihinde istifa etmişti.
Sadi Irmak, azınlık hükümeti kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı, 9 Şubat 1975 tarihinde, ABD yardımının kesilmesi durumunda ABD üslerinin kapatılacağını açıkladı. Sadi Irmak hükümeti, güven oyu alamayarak düştü.
31 Mart 1975’te Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi tarafından oluşan 1. Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu.Başbakan Süleyman Demirel idi.
Süleyman Demirel, Ankara’ya gelen dönemin Dışişleri Bakanı Kissinger ve daha sonra Brüksel’de konuştuğu ABD Başkanı’nı Ford’a “ambargonun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri germesinin yanı sıra TSK’nın savaş gücünü zayıflattığını, bunun dolaylı olarak NATO gücünü de zaafa uğrattığını” anlattı. Ancak anlattıkları pek işe yaramadı. Konuşmasını “Bizi istemediğimiz sert tedbirler almaya zorlamayın” diye bitiren Süleyman Demirel’in Başbakan,
Necmettin Erbakan,
Turhan Feyzioğlu
Ve
Alparslan Türkeş’in Başbakan Yardımcısı olarak görev aldığı hükümet; 1975 yılının 25 Temmuz’unda ABD ile Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşması tek taraflı olarak fesh ederek “İncirlik Üssü” de dahil .ABD’ye ait Türkiye’deki 21 üs ve tesisi kapattı.. Bu üsler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam denetim ve gözetimine devredildi. İncirlik, sadece NATO ya açık olacaktı.
Amerikan bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi.
ABD’nin Türkiye’deki 21 üs ve tesisinde bulunan 5 bin Amerikalı asker ve sivil personel de Türkiye’den yolcu edildi
....................
Başbakan Bülent Ecevit döneminde Ambargo 1978’de ABD kongresi kararıyla kaldırıldı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen sonra ABD’nin “our boys” dediği darbeciler; 18 Kasım 1980 de yeniden açtı.
/////////////////////////////////
İncirik ve diğer üstler..
1943 yılı Aralık ayında Kahire konferansı sırasında İnönü, Kahire'de Churchill ve Roosevelt ile görüşüyordu. Müttefik Devletler'in bölgedeki muhtemel hava operasyonları için. -İnönü’nün kararaı ile- “ortak askeri plan" çerçevesinde kurulması kararlaştırılan ve 1951 de inşasına başlanıp 21 Şubat 1955 de faaliyete geçirilen şer yuvası İncirlik Üssü’
ABD için sembolik değer.
“kapatılmalı” mı?
Evet.
..............
15 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’ta darbe olmuş, ülkenin ilk cumhurbaşkanı Makarios devrilmişti. Darbeyi gerçekleştiren cuntacılar Yunanistan’la birleşerek “Enosis” hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Makarios önce Malta’ya, oradan Londra’ya kaçmıştı. Buradaki BM toplantısında konuşan Makarios, “darbenin Yunanistan destekli olduğunu, İngiltere ve Türkiye’nin Londra antlaşmasındaki garantörlüklerine dayanarak adaya müdahale etmesi gerektiğini” söylüyordu.
İngiltere Türkiye ile bereber müdahale etmedi.
20 Temmuz 1974’te Türkiye, “barış harekâtı” adı altında TSK’yı Kıbrıs’a çıkardı.
ABD; “ Benim verdiğim silahı izinsiz kullanamazsın “ diye Türkiye’ ye 30 Aralık 1974 tarihinde silah amborgo koydu. NATO üyesi olmasına rağmen, Türkiye’ye hiçbir devlet silah, envanter veya mühimmat satmayacaktı.
Ecevit Hükümeti 19 Eylül 1974 tarihinde istifa etmişti.
Sadi Irmak, azınlık hükümeti kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı, 9 Şubat 1975 tarihinde, ABD yardımının kesilmesi durumunda ABD üslerinin kapatılacağını açıkladı. Sadi Irmak hükümeti, güven oyu alamayarak düştü.
ABD için sembolik değer.
“kapatılmalı” mı?
Evet.
..............
15 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’ta darbe olmuş, ülkenin ilk cumhurbaşkanı Makarios devrilmişti. Darbeyi gerçekleştiren cuntacılar Yunanistan’la birleşerek “Enosis” hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Makarios önce Malta’ya, oradan Londra’ya kaçmıştı. Buradaki BM toplantısında konuşan Makarios, “darbenin Yunanistan destekli olduğunu, İngiltere ve Türkiye’nin Londra antlaşmasındaki garantörlüklerine dayanarak adaya müdahale etmesi gerektiğini” söylüyordu.
İngiltere Türkiye ile bereber müdahale etmedi.
20 Temmuz 1974’te Türkiye, “barış harekâtı” adı altında TSK’yı Kıbrıs’a çıkardı.
ABD; “ Benim verdiğim silahı izinsiz kullanamazsın “ diye Türkiye’ ye 30 Aralık 1974 tarihinde silah amborgo koydu. NATO üyesi olmasına rağmen, Türkiye’ye hiçbir devlet silah, envanter veya mühimmat satmayacaktı.
Ecevit Hükümeti 19 Eylül 1974 tarihinde istifa etmişti.
Sadi Irmak, azınlık hükümeti kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı, 9 Şubat 1975 tarihinde, ABD yardımının kesilmesi durumunda ABD üslerinin kapatılacağını açıkladı. Sadi Irmak hükümeti, güven oyu alamayarak düştü.
31 Mart 1975’te Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi tarafından oluşan 1. Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu.Başbakan Süleyman Demirel idi.
Süleyman Demirel, Ankara’ya gelen dönemin Dışişleri Bakanı Kissinger ve daha sonra Brüksel’de konuştuğu ABD Başkanı’nı Ford’a “ambargonun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri germesinin yanı sıra TSK’nın savaş gücünü zayıflattığını, bunun dolaylı olarak NATO gücünü de zaafa uğrattığını” anlattı. Ancak anlattıkları pek işe yaramadı. Konuşmasını “Bizi istemediğimiz sert tedbirler almaya zorlamayın” diye bitiren Süleyman Demirel’in Başbakan,
Necmettin Erbakan,
Turhan Feyzioğlu
Ve
Alparslan Türkeş’in Başbakan Yardımcısı olarak görev aldığı hükümet; 1975 yılının 25 Temmuz’unda ABD ile Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşması tek taraflı olarak fesh ederek “İncirlik Üssü” de dahil .ABD’ye ait Türkiye’deki 21 üs ve tesisi kapattı.. Bu üsler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam denetim ve gözetimine devredildi. İncirlik, sadece NATO ya açık olacaktı.
Amerikan bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi.
ABD’nin Türkiye’deki 21 üs ve tesisinde bulunan 5 bin Amerikalı asker ve sivil personel de Türkiye’den yolcu edildi
Süleyman Demirel, Ankara’ya gelen dönemin Dışişleri Bakanı Kissinger ve daha sonra Brüksel’de konuştuğu ABD Başkanı’nı Ford’a “ambargonun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri germesinin yanı sıra TSK’nın savaş gücünü zayıflattığını, bunun dolaylı olarak NATO gücünü de zaafa uğrattığını” anlattı. Ancak anlattıkları pek işe yaramadı. Konuşmasını “Bizi istemediğimiz sert tedbirler almaya zorlamayın” diye bitiren Süleyman Demirel’in Başbakan,
Necmettin Erbakan,
Turhan Feyzioğlu
Ve
Alparslan Türkeş’in Başbakan Yardımcısı olarak görev aldığı hükümet; 1975 yılının 25 Temmuz’unda ABD ile Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşması tek taraflı olarak fesh ederek “İncirlik Üssü” de dahil .ABD’ye ait Türkiye’deki 21 üs ve tesisi kapattı.. Bu üsler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam denetim ve gözetimine devredildi. İncirlik, sadece NATO ya açık olacaktı.
Amerikan bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi.
ABD’nin Türkiye’deki 21 üs ve tesisinde bulunan 5 bin Amerikalı asker ve sivil personel de Türkiye’den yolcu edildi
....................
Başbakan Bülent Ecevit döneminde Ambargo 1978’de ABD kongresi kararıyla kaldırıldı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen sonra ABD’nin “our boys” dediği darbeciler; 18 Kasım 1980 de yeniden açtı.
/////////////////////////////////
12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen sonra ABD’nin “our boys” dediği darbeciler; 18 Kasım 1980 de yeniden açtı.
/////////////////////////////////