YAZ “TARİH”, YAZ.!
http://necaticavdar.blogcu.com/yaz-tarih-yaz/28086688
Kaçışı, teslimiyeti ZAFER diye yutturur.
Kökü dışarıda “Düşman medya”da;
Yabancı işgali; “KURTULUŞ- ÖZGÜRLEŞTİRME” diye verir.
Fakat sen HAKİKATİ yaz.
Filistin ve tüm Suriye’yi düşmana bırakarak;
5 Ekim 1918 de Halep’e konuşlanan orduyu 28 Ekim 1918 de Halep’i terk ederek kuzeyine çekilmek suretiyle düşmana teslim eden Mustafa Kemal ‘den sonra .. 15 Aralık 2016 da mazlum- madur, harabe olan Halep’i RUS ve İRAN’a teslim ederek - MUZAFERCE-çıkış müzakeresini yürüten; Tayyip Erdoğan’ nı YAZ...
Dün; güney cephemizden çekilen/kaybeden den KAHRAMAN oluştruldu.
Bu gün de ülkeye lazım gelen yeni “Milli KAHRAMAN” niçin olmasın?
.............
Oysa ABD, peşine takılarak ŞAM’da kısa zamanda CUMA NAMAZI eda edecektik
.Erdoğan'dan önemli mesajlar: “En kısa zamanda Şam'a gideceğiz. Emevi Camisi'nde namaz kılıp, Suriyeli kardeşlerimizle kucaklaşacağız.”
5 EYLÜL 2012 TAYYİP ERDOĞAN:
"İnşallah en kısa zamanda Şam'a gidecek, kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde kardeşliğimiz için dua edeceğiz. O gün de yakın..."
Esad: Halep, Erdoğan'ın düşlerine mezar olacak .
........
Halep yandı, ben yandım
Halep ağladı, ben ağladım
O yok oldu, ben kahroldum
Halep ağladı, ben ağladım
O yok oldu, ben kahroldum
...........
Bu gün CUMA..Şam’da “Kılınacak namaz” gelecek zamana bırakılırken Kan ağlayan Harap ve Mazlum Halep’de 1400 yıl sonra ilk defa bu dönem Cuma kılınmadı/kılınamadı.
Fakat Cuma kılan milletimiz; yaşanan zilletin son olması, HALEP deki kuşatmanın yarılabilmesi için dua etti...
Tıpkı Irak işgaline verdiğimiz destek de ABD kazık atıp, Musul ve Kerkük'ü bile anamaz hale geldğimiz gibi Suriye’de de önce gaz verip geri çekildi.
Halep yok olurken toz olup, Esat, İran,Rus üçlüsüyle baş başa bırakıverdi..
“Bir koyup Üç alacağımız” IRAK İşgaline verdiğimiz destek sonucu, Düşman kardeşler; Barzani’nin KDP (Kürdistan Demeokrat Partisi) ve Talabani'nin KYB(Kürdistan Yurtseverler Partisi) nin kontrol ettiği alan birleştirilerek müşterek DEVLET...
Ve PKK, Kandil’de alan hakimiyeti bulan yapı olarak ortaya çıkıyordu.
Şimdi de karşımıza -Türkeye ile aşağı yukarı 900km sınırı olan ve de Akdeniz'e kavuşmaya ramak kalan - PKK ve PYD, Suriye’nin kuzeyini kontrol eden döfakto bir yapı olarak oluştu/oluşturuluyor..
...............
1860larda Hırıstiyan mezhepleri arasında anlaşmazlık ve çatışma çıkar/çıkarılır.
Çatışma Dürziler, Rumlar, Ermeniler ve Maruniler arasında geçiyordu.
Ama olsun. Batılının istediği de buydu.İstedikleri fırsat ayaklarına gelmişti.
İngilizler de Dürzilerin tarafını tutuyordu Osmanlı içerisinde de facto(fiili) otonom bir yapıda bulunan Hristiyan Marunilerin zulüm gördüğünü iddia eden, Fransa 1860’lar da Hırıstiyanları koruma gayesiyle ilk birliklerini gönderdi.
Osmanlı bu müdahaleye ses çıkaramadı ve bu süreç Osmanlı’nın bugünkü adı Beyrut Amerikan Üniversitesi olan kurumun oluşturulmasına kadar gitti.
Osmanlı Birinci cihan savaşını yaparken İngiliz ve Fransız Sykes-Picot isimli subayların hazırladığı gizli anlaşmayla Osmanlı, İngiltere, Fransa ve Rusya arasında paylaşılıyordu.
Bu gizli anlaşmayı 1917 Devrimi sonunda savaştan çekilen Bolşevikler açıkladı. İngiltere ve Fransa arasında Sykes-Picot Antlaşmasıyla bölge bölüşülmüş ve Suriye ile Lübnan Fransızlara bırakılmıştı bile.
1 . Dünya savaşında Güney cephemizin komutanı İçtihatçı (İT) önderlerinden Hasan Cemal’in dedesi Cemal Paşa idi.Cemal paşa, savaş sırasında uyguladığı zalimce yaklaşımlar ve İslam'a aykırı yaşantısıyla Müslüman halkı illah dedirtti. Sanki “DEVLET yok, her şey Cemal paşa idi. Ve Cemal paşa yanlışları ile bölgedeki “bağın”kopmasında kullanılan argümanların istismarında önemli rol oynar. Cemal paşa ve Mustafa Kemallerin başında olduğu ordu, İngiliz'e yenildi. Mustafa kemal’de olduğu gibi bölgeyi boşaltıp orduyu Gaziantep sınırına getirerek oradan da başsız bırakıp Adana’ya geçti.
İç iktidar mücadelesine oradan çektiği telgrafla - bir ültimatomla- karışmaya kalktı.
Sykes-Picot gizli anlaşması , 1920 San Remo Konferansı ile de her şey resmiyete dökülür ve Filistin – Irak bölgesine İngiliz. Suriye bölgesine de Fransız el koyar.
Osmanlı ile daha savaşı sona erdiren anlaşma bile yapılmadan Osmanlı ülkesinin bu bölümüne Fransa ;
Fransız general
Henri Gouraud tarafından, Kral Faysal'ın kısa süreli
monarşisi olan Suriye Arap Krallığı'na
son verir.
Cemiye-i Akvam denilen Milletler Cemiyeti (MC) garantisi altında Suriye’de 17 Nisan 1946’da Suriye'nin bağımsızlığını tanıyana kadar Fransız mandası başlar..
Başlar da burada yaşayan milletler aynı dinden ve akraba topluluklar Bunların birleşmemesi için de Suriye , mezhep ve ırkı temelli olarak 6 ya bölünecektir Halep, Şam, Lazkiye, İskenderun (Hatay) Dürzî Dağı Ve Lübnan olmak üzere 6 farklı eyalete ayırır.
Lazkiye’yi Nusayrilere (Şİİ) ,
İskenderun Türklere,
Dürzî Dağı Dürzîlere ve Halep ile Şam, Sünni Araplara;
Lübnan Müslüman Şia,Hristiyan, dürzilere olmak üzere her biri ayrı bir etnik grubun liderliğinde olacak şekilde bölünür.
Fransız Suriye ve Lübnan Mandası'nda, mandaya bağlı şekilde kurulan otonom devletler şunlardı: - Fransız Şam Devleti -
Fransız Halep Devleti (1920) - Fransız Alevi Devleti (1920)- Fransız Cebel-i Dürzi Devleti (1921)-
Daha sonra Hatay Devleti (1938) olacak, Fransız İskenderun Sancağı (1921) -
Fransız Büyük Lübnan Devleti (1920)
1936 da 4 bölge Halep ve Şam, Alevi, Düzrzi bölgeleri birleştirilir.Suriye adıyla,
İskenderun (Hatay),
Ve Lübnan diye üç devlet ortaya çıkar.
Hatay, ayak sesleri duyulan 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye’yi Hitler’in yanında yer almaması için yollamamak için Türkiye’ye bırakılarak 1938 ‘de Türkiye ile birleşir.
Müslüman çoğunluğun başına Hristiyan azılıktan birinin Cumhurbaşkanı olma mecburiyeti ile - Lübnan ayrı bir devlet yapılır.
Fransa, resmen 1946 da Lübnan ve Suriye’i bağımsız devlet diye tanıyarak gider gitmesine de ; Lüpnan’da kendini destekleyen Hristiyan azınlık Marunîleri, Suriye de Müslüman azınlık Nuseyrileri iktidara taşır ki kavga hep sürsün de Suriye bir bütün olamasın, bölge huzur bulmasın..
16 Aralık 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder