BURASI ANADOLU.. İÇ İÇE OLUŞLARIN MEMLEKETİ..
UĞURLAR OLA…
22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de doğan Uğur Mumcu, bir dönemin “sakıncalı piyadesi “ idi.
Uğur Mumcu, işlediği idda edilen suçlar nedeniyle askerliğini er olarak Ağrı'da yaptı.
Mumcu, askerlikte ki yaşadıklarını "Sakıncalı Piyade" adlı bir kitapta topladı. Bu kitap, tiyatrolarda oynandı.
Sonra ..
İlerici..Araştırmacı-gazeteci sıfatıyla “Büyük gazeteci “ dendi.
Ve bir gün geldi, 24 Ocak 1994'de bombalı bir saldırı ile öldürüldü.
Kendisi “yobazların karşısında yer almış” ve "din-politika-ticaret" üçgenini çizen/çözen kişi olarak “yeşil sermaye” konusunu işlediği gerekçesiyle hemen suçluyu buldular.
Olsa olsa “şeriatçılar” özellikle de “İran” parmağı ile öldürüldü propagandası yapıldı.
Toplum o yönde yönlendirildi.
Cenazesi için büyük kitleler toplandı.
Biz; “Uğurlar ola uğurlar ola” şarkısı ve “Kahrolsun Şeriat “ evazeleriyle Ankara’yı inleterek geçen korteji “Sol “ tandanslı ve SHP’nin Keçiören Belediye Meclis üyesi Av. Osman, Atilla beylerle merasim geçişinin en iyi izlendiği noktalardan biri olan Soysal İş merkezinin 4. katından seyrediyoruz.
Cenazeye katılanların bir ucu Maltepe camine vardı, ama hala Ziya Gökalp Caddesi, insan seliyle dolu..
Tam o sırada Ezan okundu.
O “ Kahrolsun Şeriat” diye Ankara’yı inletilen sloganlar kesildi.
Yanımdakilere dedim ki; “işte Ezan.. Şeriat konuştu. Kalabalıklar sustu.”
Evet, Ezan okununca, Ezan’ın ifade ettiği değerlere karşı kışkırtılan kalabalık “sustu”.
Aslında baştan sona çelişki vardı. Şeriatın gereği yerine getirilmek üzere musallaya konmak için Maltepe Camiine götürülen cenazede; kalabalıklar ; “Kahrolsun, Şeriat” diye bağırıyordu.
………….
Ne Meclis Mumcu Cinayetini araştırma komisyonu ve Başkanı Ersönmez Yarbay’ın iyi niyetli çabaları..
Ne sonradanCHP’den Meclis Başkanvekili seçilen hanımıGüldal Mumcu’nun gayretleri.
Ne de Mumcu’nunabisi Av.Ceyhan Mumcu’nun çırpınmaları hala “faili mechul” kalan cinayetin çözülmesine yaramadı.
Gazeteci olarak defalarca görüştüğüm Av.Ceyhan Mumcu’ya “ iddia edildiği gibi bu cinayetin arkasında İran ya da Şeriatçılar/İslamcılar mı var?” diye sorunca kısa ve net cevap verdi:
Bu cinayette ne İran’ın nede İslamcıların bir menfaati yok. Kimin menfaati var ise o kesim işlemiş/işlettirmiştir “dedi
Yıllar yılı, bir ışık görülmedi.
Kimileride diyor ki;
“Devletten alınan belgelerle gazeteci olunur mu?
O belgeyi veren seni kullanmış olmaz mı?”
O belgeyi veren seni kullanmış olmaz mı?”
…
”Sözün özü:
Evet, çok sayıda gazeteci bulaşmış bu işlere ama gazeteci kimliğiyle devletin üst katmanlarını bilgilendirenleri “casusluk” suçlamasının dışında tutmak gerek(!)
Örneğin Uğur Mumcu; Evren Paşa’ya iletmek üzere elindeki dosyayı Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Sorumlusu Erkan Gürvit’e götürmüş; “Paşamın bilgisi olsun, yazacağım konuyu” demiş…
Ardından yine bazı dosyaları dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ’a vermiş Mumcu ve “Bilginiz var mı Paşam?” diye sormuş…
***
Tabii bu dosyaların nereden geldiğini, rahmetli Mumcu’nun bildiğini, paşaların zaten bildiğini biliyorsunuz değil mi? “ (1)
”Sözün özü:
Evet, çok sayıda gazeteci bulaşmış bu işlere ama gazeteci kimliğiyle devletin üst katmanlarını bilgilendirenleri “casusluk” suçlamasının dışında tutmak gerek(!)
Örneğin Uğur Mumcu; Evren Paşa’ya iletmek üzere elindeki dosyayı Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Sorumlusu Erkan Gürvit’e götürmüş; “Paşamın bilgisi olsun, yazacağım konuyu” demiş…
Ardından yine bazı dosyaları dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ’a vermiş Mumcu ve “Bilginiz var mı Paşam?” diye sormuş…
***
Tabii bu dosyaların nereden geldiğini, rahmetli Mumcu’nun bildiğini, paşaların zaten bildiğini biliyorsunuz değil mi? “ (1)
Gerek Emniyet istihbarat’ın kurucusu Emekli Vali Ergün Gökdeniz ile Mahir Kaynak’ın değerlendirmelerini (2) meraklısına havale edelim..
Onca geçen zamana rağmen “Uğurlar ola” diye uğurlanan Mumcu’dan ses seda yok..
SANCAK ve KOÇ
ATAK projesini alan gurubun yöneticisi Mustafa Vehbi Koç; Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ertesi günü öldü.
Elbette Hz. Azrail, alacağı can için dilekçe vermiyor. Ecel gelince, kimse de mani olamıyor.
Tabutuna konan sancak da ki ilahi mesaj da ;
"Lâ ilâhe İllallâhu el-Melikü'l-hakku'l-mubîn Muhammedun resûlullâh sadiku'l-va'di'l-emîn." yazıyor.
"Hak ve gerçek olan kâinatın sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Güvenilir ve sözünde sadık Muhammed, onun elçisidir."diye bütünüyle “Şeriatı”ilan ediyor.
Makam, mevki, sermeye, yerimiz ne olursa olsun şeksiz şüphesiz
O’na ram olmamızı emrediyor.
Koçlar, “Türk sermayesinin simge” ismi..
BMM çatı onarımından başlayarak Numune hastanesi inşaatıyla devam eden “Devlet eliyle sermayedar” üretme projesinin eseri.
Bana göre..
Bu ülkede;
Niçin Tren yapılmadı, demiryolu bıçak gibi kesildi…
Niçin hayata geçirilen Uçak fabrikaları kapatıldı?
Niçin ortaya konan Devrim marka arabaya rağmen yerli bir otomobil markası çıkamadı?
Sorularının cevabı Koçlar, çözülmeden çözülemez.
Fakat tıpkı “Şeriat” ram “olmak üzere Camiye götürülen cenaze de kalabalıklara “Kahrolsun Şeriat” diye bağırttırıldığı gibi.
Haydi ailenin hatun kişilerini,
Lozan’da en önemli figür Hahambaşı Haim Nahum ilişkilerini/iddialarını es geçelim.
Koçların ;
Hacı Bayram Veli’nin torunlarından iddiasına rağmen “Laik devlet” sembolü olmuş bir aile ferdinin tabutuna Sadberk Hatun Müzesi’nden getirtilerek konan son İslam İmparatorluğu Osmanlı Sancağının örtülmesi..
Kolay kolay izah edilemez.
Aynı Sancak; Mustafa Koç’un dedesi Vehbi Koç ve halası Sevgi Gönül’ün 2003 yılındaki cenaze töreninde kullanılmış.
Bunlar ilginç değil mi?
Burası Anadolu..
İç içe geçmişliklerin en çok yaşandığı alan.
DİYARIBEKİR
İslam’ın 5. Haremi Şerif’inin bulunduğu, Peygamberler makamı, Sahabeler diyarı Diyarbakır'da “Millet dirliği , birliğine” bombalar atılıyor.. Canlar yanıyor.
24 Ocak 2001 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile ŞEHİT edilen 5 polisimiz rahmetle anıldı…
Rabbim şahadetlerini kabul eylesin..
GENÇ ve BİNTUĞ
Ve …
Cumhurbaşkanlığı konusunda; Millet iradesinin tezahürüne “şaibeli seçim sonucu kazanılan Cumhurbaşkanlığını kabul edemem.”…“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu kutsal mekan Çankaya yıkılamaz ve başka yere taşınamaz. Yapıldığı takdirde Atatürk Orman Çiftliği’nde kaçak yapılan binanın etrafı halk olarak çevireceğiz ve yıkacağız”
diye direnen, “şeyi şeyyt”demesiyle maruf Kamer Genç’de bu âlemden hakikat âlemine yol aldı.
diye direnen, “şeyi şeyyt”demesiyle maruf Kamer Genç’de bu âlemden hakikat âlemine yol aldı.
Bir gün önce yani (23 Ocak 2016) Cumartesi günü Angara siyasetinin önemli simasından eski vekil Ersönmez Yarbay ve Gazeteci arkadaşlardan Yazar Kelime Ata ile Afgan Sofrası’ndayız.
Konu Kamer Genç’den açılınca diyorum ki;
Simalar Cönkü’nde
“ Kamer Genç: "Şeyi Şeyyyyyt"
Bir sabır abidesi olan, oğlu KASIM'a baş sağlığı dilerim
”
Belki Kamer Genç’in; “"Şeyi Şeyyyyyt" şeklindeki ünlü talimatıanlamışlardı da
Yüzüme baktılar. Zira “Kasım”da neyin nesiydi?
Çünkü diye devam ettim:
Bir çok ünlü siyasetçinin ve de Ersönmez beyin de zaman zaman istifa ettiği Mescid yanındaki kütüphane/gazete okuma alanında bir genç vardı.
O kamer Genç’in oğlu Kasım.
Kimse bilmezdi. Kimseye de söylemez, bildirmezdi.
Kütüphaneye gelerek günlük gazeteyi okuyanlar, Kamer genç’in basına düşen sözlerini, eylemlerini görünce küfür bile eder..Olur olmaz şeyler söylerdi de Kasım, en ufak bir tepki göstermez sabrederdi.
Yanında da fiziki engeliyle dikkat çeken Bintuğ Arıburun..
………..
Allah’ın hikmetinden su al olunmaz.
Nasip etti, kimilerini..
Kimilerinin de kimilerini görüp tanımak, seyretmek imkânı verdi.
Neyse ..
…
BİNTUĞ VE KASIM
Kamer Genç, öldü haberleri ile aklıma geliverdi.
Bintuğ Arıburun…
Dedesi ;
Çanakkale'de son ferdine kadar şehit düşen ünlü 57. Alay'ın ŞEHİT kumandanı Hüseyin Avni Bey
Çanakkale ki Arıburun’dan dolayı da soyadı alan Çanakkale kahramanın oğlu general Tekin Arıburun’un oğlu.
Arıburunlara 1960 gece baskını sonrası yapmadıkları kalmamıştı..
Tekin Arıburun, NATO/CENTO destekli milletin bağrına altı oklu hançer saplayan CHP kışkırtmalı serdergelerin oyuna getirilip gece baskını yaptığı 1960 darbe esnasında Hava Kuvvetleri Komutanı.
Yassıada’da Türk ordusunun Genelkurmay Başkanlığı görevinde olan Rüştü Erdelhun’un da tutuklanır, genç subaylar suratına yumruklar indirir.
Darbeciler; tıpkı Genel Kurmay Başkanı Erdalhun paşa gibi 27 Mayıs sabahı ihtilale iştirak etmesi teklif edildiğinde darbeye karşı olduğunu söylediği için Tekin Arıburun’da görevden alınıp Yassıada’ya gönderilir.
Cezaevinde yatırılır.. Hem de hanımı ile.
Sonra AP’den senatör olur. Senato başkanlığı, Cumhurbaşkanı vekilliği yapar.
Bintuğ’un anası Neslihan Arıburun..
Perihan Hanım mı?
Abdulhamid’in 25. culus yılı şerefine İzmir saat kulesini yaptıran ve birkaç kez Sadrazam olan Kıbrıslı Mehmed Kamil Paşa'nın torunu …
Ürdün Kralı Hüseyin’in ile yeğen..
Cebel-i Bereket milletvekili olarak milli Meclis'te vazife yapan Mustafa Kemal’in hocası Naci Paşa’ın ( Naci Eldeniz) kızı..
Perihan Hanım, - Ankara Hukuk Fakültesi'ne giren ve 1931 yılında mezun- Türkiye'nin ilk hanım avukatlarından biridir
Perihan Arıburun, 1957 seçimlerinde Demokrat Parti İzmir milletvekili olarak meclis dedir.
Hava Kuvetleri Komutanı Org. Tekin Arıburun’un hanımı ..
'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' diyen Salim Başol’un mahkemesindeki savunmasında “CHP ve İsmet Paşa'ya” laf etmesinden dolayı Yassıada Komutanı Tarık Güryay;
Neslihan Arıburun hanımı saçından sürükleyerek döver ve “Alın şu kaltağı koğuşuna götürün” der.
Neslihan Arıburun hanımı saçından sürükleyerek döver ve “Alın şu kaltağı koğuşuna götürün” der.
Perihan Arıburun, mahkum edilen yedi kadından biridir. Tam dört yıl iki ay mahkum edilecek ve Yasıada’dan sonra da Kayseri Cezaevi'nde Hava Kuvetleri Komutanı Tekin Arıburun ile birlikte yaklaşık iki yıl yatacaktır.
Cezaevindeki tek karıkoca Arıburun'lardır ve Perihan Hanım, Zeytinburnu muhtarı Kadriye Caymaz ile Ferdane Polat'la da Perihan hanımlara arkadaş olarak cezaevine gönderilir.
Ferdane Polat'la Kadriye Caymaz..
İkisi de koyu "demirkırat" olan bu kadınlar protesto gösterisi yapmaya kalkışınca tutuklanıp apartopar mahkemeye sevkedilmiş ve İsmet Paşa'ya suikast hazırlığı suçuyla mahkûm edilerek Kayseri Cezaevi'ne gönderilmişlerdir
İşte öyle bir kişinin oğlu Bintuğ ile “Oruboys “ şerefine erenlerin eseri 80 darbesinin Meclise taşıdığı, Meclis Başkanvekili de olan Kamer Genç’in oğlu Kasım; aynı yerde, aynı odada “sesizlik “ içinde çalışıyordu.
Sanki ikisi de ahraz..
Bunu sağlamak ne menem iştir… ?
İşte devlet böyle farklılıkları, olmazları olduruverir..
Onca anlı şanlıların es geçtiği, hatta engelinden dolayı acıyarak baktığı, fakat milletin son yüz yılının tarihi sayılacak bir hafızaya sahip ailenin çocuğu..
Bintuğ’u keşvedince “Paşa babama yapılanları ailemize yaşatılanları sana anlatacağım. Hele bir emekli olayım. Yakın derdi.”
Sanki biz TBMM’de kalacakmışız gibi..
Biz hem de AKP döneminde Meclisten uzaklaştırılınca, birkaç yıl sonrada Bintuğ Arıburun emekli oldu.
Sonradan Devlet babasına ilgi gösterip, kıyıda köşede tuttuğu Bintuğ beyi resmi törenlere davet edilerek bir anlamda “konuşma”mı mesajı verdi ki.
Dedik ya…
Burası Anadolu..
İç İçe Oluşların Memleketi..
Necati Çavdar
24 Ocak 2016 /Ahimesud
…………..
(1) Alev Çukurkavaklı / Seçkin Sınıf Yalanları / Akasya Kitap / 2007 / ANKARA
( 2) http://necaticavdar.blogcu.com/gokdeniz-dogu-perincek-kim/16910962
(3) 'Alın şu kaltağı koğuşuna götürün' - Haber 10
www.haber10.com/yazar/.../alin_su_kaltagi_kogusuna_goturun-34346
:::::::::::::::::::::::::::::
:::::::::::::::::::::::::::::
http://necaticavdar.blogcu.com/burasi-anadolu-ic-ice-oluslarin-memleketi/20322850
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder