Bir kul..
Mahallelinin hiç de değer vermediği, çöp toplayanlara SELAM verip hatır sorarak
onlarla ilgilenir.
Sesiz sedasız , kendi hallerinde çöp biriktirilen yerlerden plastik, kağıt vb şeyler toplayanlar, önce
verilen Selam’a aldırmazlar..
Hatta duymazlıktan gelirler.
Onlar işlerini yaparken aşağılandıklarını sandıklarından
mıdır nedense hiç yüzünüze bakmazlar
Konuşmazlar sadece işleri ile meşgul olup, nasiplerinde ne
var ise alıp giderler..
…….
Çoğu sabah ezanı sonrası alaca karanlıkta işe çıkarlar.
Çoluk çocuk, kadınlar.
Kimi zamanda genç erkekler, hanımları ve çocukları ile..
Bazen de tek
başlarına yaşlı erkekler..
….
Selamlaya selamlaya , onlarda alışmış olmalılar ki..Selama
karşılık vermeye başlarlar.
Sonra hatır sormalara cevap vermeler..
Nasıl olmasın ki..
İlgi ve içten yaklaşıma artık Alsancak’ın itleri bile karşılık veriyor.
Arazi de bile tanıyıp, adeta selam duruyorlar.
Sarhoşların verdiği eti yemeye tenezzül etmeyen itler!
…..
Yaptıkları işlerin çok kıymetli olduğunu, hem şehri temizleyip hemde ekonomiye katkı
sunduklarını anlatınca daha bir rahatlarlar..
……….
Çocuklar, yanlarında köpekler ile işi eğlenceli hale
getirirler.
O kocaman haraları
yükledikleri tekerlekli demiri bir sürüşleri vardır, lük arabalarla hava
atan gençlere inat bunlarda ekmek tekneleri olan seyyar arabaları ile
sanki sanat yaparlar..
Kızlı erkekli yalın ayak yapıldak sicak soğuk demden yolları
turlayıp, çöplerden ekmek çıkarırlar.
Hele birde rekabet etmeleri yok mu?
Büyükler kavgaya varan, kazanma duygusunu çorcuklar;
çok hoş manzaralar oluşturur.
………….
Bir adam var.
Niğdeli..
Başı önünde gelir.
Her halinden efendiliği beli olur.
Çöpü karıştırıp, işini yapar gider..
Selam verirseniz, önce bi şaşırır.. Fakat..
Selama karşılık verirken bir asalet hissedersiniz.
Daha selamlaşırken
farkı fark edersiniz.
Nasıl şaşırmasın ki.
Kimse selam vermez onlara.
Hep yan gözle bakarlar..
Hâlbuki yaptıkları işin başka işlerden ne farkı var ki
Namusları ve alın teri ile kazanıyorlar.
Çalmıyor, çırpmıyorlar..
Yine de kendilerine toplumun farklı bakışlarını öyle kanıksamışlar
ki selamlama ve normal ilişki kurma
gariplerine gider bi havadalar..
……..
Ramazan geldi..
Çocuklar, camileri doldurdu.
Cıvıl cıvıllar..
Kimileri mihraba çıkıyor, kimileri kürsüye..
Ferganeyi merak edenler, mahcup edaile izin isteyenler mi
dersin.
Kimileride işi iler götürüp
mimberdin en üstüne çıkarak
basamaklardan kayıyorlar.
Cemaatin çoğu,
normal karşılıyor ses etmiyorlar ama,
bazıları da kızıyor.
Bağırıp, çağırıp çocukları ürkütüyor.
……….
Bunlardan ikisi çok haşin. Sanki işleri çocuk zaptiyesi..
Gözleri çocuklarda..
Birinin yüzü kırmızıca.. Kızınca pancar gibi oluyor.
Şiddeti yüzünden
okunuyor.
Diğeri koca adam, sakallı..
Aman yapmayın- etmeyin yeterki gelsinler denince sakallı
olan, “ta mimberin üstüne çıkıyorlar. Olmaz ki.Terbiye gerek..Hatta dövmek
lazım” diye kendi kendine kızarak uzaklaşıyor..
…
Kırmızı yüzlü olana , cami dışında başka birinin yanında,
çocukları korkutmamak gerek. Aileler, bin bir zorlukla gönderiyorlar. Sokaklar
varken camiye gelmeleri az şey değil.
Vs. deniyor.
O hala terbiyeden vs dem vuruyor.
Bir iki gün söyleniyor.
Özür dileriz de , hakkını helal et. Sende haklısın ama
bunlar çocuk. oyun çağındalar vs.
Adam, “peki bi
daha dokunmam. Bana ne..Cami
görevlileri var” diye çocuklarla
uğraşmaktan uzak durmaya karar veriyor..
………..
Diğeri hala dövmekten vs bahsedip, kararlılıkla haklı
olduğunu savunuyor.
Bir gün, hanımı ile yan yana pazardan geliyorlar.
Yenge bu amcayı sna şikayet ediyoruz. Çocuklara çok sert
davranıyor” deniyor.
Hanımı sanki ondan sert.
“İyi yapıyor..Çocuklarda
doğru dursun. Orası cami.Oyun yeri değil” vs. diye kocasına destek
veriyor.
Kocası yine aynı,
görüşte. Çocuklara fırsat vermeyeceksin. Terbiyeli olsunlar ve diyor.
Ertesi gün,
“Sen beni şikayet ettin ama.. Benim oğularım başkomser..
Seni alıp götürür. –Eliyle bilekleri üst üste koyarak- üçgün bağlama yetkisi var. Ben de ona şikayet ederim”
Diyerek adeta tehdit ediyor.
Gülerek “daha iyi
ya.. Biz seni başkomserin de amiri İç i,şleri bakanına
şikayet ettik. Adres doğru imiş. O emir verirse ne başkomser bişey yapar nede
sen çocuklara dokunamazsın “ cevabını alıyor.
………..
Bir diğer gün, camide
kendini hanımına şikayet edene
yaklaşarak, ilgi gösteriyor..Yakın duruyor..
Ama çocuklara her ikisi de bi şey demiyor, diyemiyor..
Sesizce namazlarını kılıp gidiyorlar..
………
Bir sabah namazı
sonrası farklı yolardan gelmek
istiyoruz.
Yönümüzü her günkü yönden çeviriyoruz.
Cemaatten iki kişi
yanda ki parka oturuyor.
İmam efendi de aslında yürüsek iyi olur diyor, bize
katılıyor..Yakındaki parkın yürüyüş yolunda, biraz önce karın doyurmak için çöpleri kontrol ederken
karşılaştığımız köpek sesleri eşliğinde imam efendi ile yürüyoruz..
Aslında cenaati yürüyüşe teşvik etmelisin diye konuşuyoruz..
………
Biz yürüyerek biraz zaman geçiriyoruz.
Bu arada bir kişide yan sokaktan inerek gelip çöp
konteynerini karıştırıyor..
Henüz karanlık.. Sokak lambasının aydılığı, kişinin
tanınmasına müsaade etmiyor.
Adamın dengine gelince Selam veriyoruz. Sesizce alıyor.
Kolaylıklar dileyip geçiyoruz.
Genelde bu işi
yapanlara selam evririm. Çok kere almazlar. Bu amca aldı.Nedense diğerleri
almıyor. Millet selam vermiyor, ondanmıdır neden bilmiyorum deyince.
İmam efendi. O tabakaya halk farklı baktığ için selamalmıyorlar.
Verilen selamıda bunlar almıyor.. Galiba onlarda tabakalarını kabul etmişer.”
Diyor.
Ama ne ilgisi var. Yaptıkları işin başkasının işinden farkı
ne. Hem şehri temizliyorlar, hemde
dönüşüm sağlayıp ekoneomiye katluı sunuyorlar diyoruz.
…..
İmam efendi devam ediyor.
Hamdi dayının durumu
aslında iyi.. Şurada dairesi var. Çocukları da iş güç sahibi.
Bu işi yapma san dedik. Oda ben başka türlü yaşayamam ki
..Sağlığımı, zindeliğimi bu işe
borçluyum dedi” diyor.
Anlıyoruz ki.. Adam cemaatten biri. Demek ki demin namaz
kıldığımız insanlarda biriri.. Ama kim?
Merakımız bir kat daha artıyor. Fakat, biz hem yürüyüş turunda hemde konuşurken o işini
yapmak üzere başka birikinti,lere
giderek bizden uzaklaştı. Artık kim olduğunu anlamak zor.
Diyoruz ki “ yaptı iş güzel bir şey.. Şayet ihtiyacı da
yoksa kimbilirt kazancını nareye sarf ediyor. Belki kendi gelirine
dokunmayarak bu işten kazandığını biyere hayrediyor. Belki bir hastaya bakıyor.
Yada çocuk okutuyor.
Çünkü öyle adamlar var.
Mesela birini tanırım. Genel müdürlükten emekli. Maaşına
dokunmaz. Genel müdür ikende maaşını
o kurumdaki garibanlara verirmiş. Şahitler öyle diyor” deyince İmam
olabilir..Yaptığı iş kirli işte ona yakıştıramamıştık diyor..
“Kim bilir böyele bir işle nefis terbiyesindedir..” diyoruz.
……
İmam efendi ile veda edip, ayrılıyoruz..
…….
Eve, dönmek için farklı sokaktan geçerken yine aynı adama
denk geliyoruz. Ve selamlaşıyoruz. Biraz mahcup ve ürkek selamı alıyor..Aaaa
biraz önce namazda yan yana durduğum adam..
Mahcup etmemek için
Kolaylıklar dileyip, hemen ayrılıyoruz.
Fakat, adamın elbisesi.. Ellerine eldiven takması.. hatta
topladıklarını tertemiz çöp torbalarına koyması dikkatimizi çekiyor.
Bu kir- pas içinde ki
diğer toplayıcılardan farklı..
…..
Biraz yukarı çıkınca, esas işleri çöpten ekmek parası
çıkarmak olan çoluk çocukları ile alaca karanlıkta işe
giden ailelere karşılaşıyoruz..
Artık tanıyorlar ya.
Ailenin erkeği selam veriyor. Daha nazik bir şekilde selama mukabele ediyoruz..
…………
Rızık arayan köpekler çoktan işlerini tamamlayıp, alandan
çekildiklerinden kediler, önümüze
geçiyor..
………….
Ertesi gün öğle namazından sonra sakallı amca, aynıma gelerek “sırrımı bildin” der gibi mütebessim bir çehre ile elimi iyice sıkıyor..
Bende “Anladım… Tamam..Sırın sırım” der gibi” benzer mütebesim bir yüz ifadesiyle karşılıyorum. Elimden tutup kaldırıyor. Ellerimiz
sıkıca kavranmış bir halde birlikte cami kapısına kadar sesizce
yürüyoruz.
Ve ayakkabılar için ayrılıyoruz.
…….
Ertesi gün camide yine karşılaşıyoruz fakat daha bir rahat..
…….
İki gün sonra, imam efendi gelmeyeceğini söylüyor tek başıma yine yürüyüşteyiz.
Bir süre sonra karartı süzülüyor…
Bizimki geliyor..
Selamlaşıyoruz..
………….
Yürüyüş bitiyor..
O da ilerde.
Yetişiyorum.
Yine selam ve hoş beş..
Çocuklar, evde temizlik yaptı.. Kitap ve ayırdılar.
Akşam çöpü atarken Karışır yazık olur diye kıyamadım. Sen alırsan sana vereyim.. Yada getireyim”
diyoruz.. Rahatlıyor..” Ben kağıt
almıyorumda ,Alanlar var. Onu ayrı koy alırlar “diyor..
Yaptığı işin her
hanfgi bir işten fazlası var eksiği yok.. Vs diyoruz. Açılıyor..
“Kimileri farklı
bakıyor ama, ben öyle düşünmüyorum.. Resulllah efendimizde, boş durmamış,
çalışırdı…
Doktor da çalışmalısın diyor. Çalışmaz isem sağlığım böyle elverişli olmaz diyor..
Sonra işi küçümseyenler var. Fakat öyle değil. Ben Gazi
ünüversitesi saymanlığı yaptım. Şimdide bu işi yapıyorum. Hiç de gocunmuyorum
Oğlum başkomser…Diğerlerinin işi var.
Çocukları bununla okuttum..
Gazi’de sayman ikende simit satardım. Bana derledrdiki niye
yapıyorsun.Koskoca sayman bunu yaparmı derlerdi. Bende ver beşlira derdim. Yok deyince. O zamn al bu
sepeti, on lira.. İşte öyle. Çaılşmazsan para yok ama çalışırsan on lira var derdim.
….
Emekli olunca bir
tanıdığımız vardı. Dediki sen topla ben gelir alırım.
O zaman sincanda evimiz gecekondu idi. Müsaitti. Ben
topluyordum. Arkadaş da gelip alıyordu.
Öyle öyle çocukları bununla aokuttum..
Şimdi de , balkon müsait. Oraya koyuyorum. Arkadaş gelip
alıyor.
Oğlumun biri trafikde başkomser.
Oda yolda belde bulursa arabasının arkasına atıp getiriyor.
Sen bunları nasıl olsa satıyorsun diye.
Şimdiye kadar bilerek haram lokma yemedim. Yedirmedim…
Helalinden kazanıyorum”
…
Artık rahat ya.
Artı ismini de söyleyerek devam ediyor.
“
Adım Ali..
Ordu ünyedenim.
Ben ne annen ne baba gördüm. Yetimim.
Fakirlik çektik.
Şükür şimdi imkanım var. Şurada teras katım, sincanda dairem
var.
Maaşım bana yetiyor.
4 oğlan var. 4 de kız
aldım,Hiç oğlan torunum yok.
Hepside kız.
Şimdi onlar okuyorlar..
Biri tıpda. Biri …
Lisede okuyanlar var.
Buradan kazandığımı, torunlara veriyorum. Ayrım yapmam.
Hepsinede veririm. Çocuklar da veririm..
….
Sabah Namzı kılarım..
Elbisemi değiştiririm.
Çıkarım işe. Sonra gider, bu elbiseleri değiştiririm.
Hanım onları yıkar.
Onun için ne pislik, nede koku olur..
Biraz uyurum. Öyleye doğruda Kur’an okurum. Öğle namazına
giderim..
………..
Burada sadece bu sokağı alıyorum.. Başka yere bakmam..
Diğer yerlere Çingenler bakıyor. Onlar evlere de giriyor..
…….
Sincan da iken de öyle .
Bir sokağın artıklarını
toplardım..O da yeter idi.
Sokak yokuş idi. Yukardan aşağı araba kendi giderdi. Hiç
yorulmazdım.
Burada Kırıkkaleli komşular var. Biraz hoş bakmıyorlar. Ama
olsun. Ben çalışıyorum.
Kime ne?
”
Alın teri ve namusu ile
o yaşında gayret eden Ali emmiye
sabahın
alaca karanlığına teslim ederek kolaylıklar dileyip ayrılıyoruz..
2013 Ramazan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder