3 Temmuz 2017 Pazartesi

taşırlar- halit emmi ve ordulu Ali ağa (bey)













Ali Emmi




Bir kul..

Mahallelinin hiç de değer vermediği,  çöp toplayanlara SELAM verip hatır sorarak onlarla ilgilenir.
Sesiz sedasız , kendi hallerinde  çöp biriktirilen yerlerden  plastik, kağıt vb şeyler toplayanlar, önce verilen Selam’a aldırmazlar..
Hatta duymazlıktan gelirler.
Onlar işlerini yaparken aşağılandıklarını sandıklarından mıdır nedense hiç yüzünüze bakmazlar
Konuşmazlar sadece işleri ile meşgul olup, nasiplerinde ne var ise alıp giderler..
…….
Çoğu sabah ezanı sonrası alaca karanlıkta işe çıkarlar.
Çoluk çocuk, kadınlar.
Kimi zamanda genç erkekler, hanımları ve çocukları ile..
Bazen de  tek başlarına yaşlı erkekler..
….
Selamlaya selamlaya , onlarda alışmış olmalılar ki..Selama karşılık vermeye başlarlar.
Sonra hatır sormalara cevap vermeler..
Nasıl olmasın ki..
İlgi ve içten yaklaşıma artık  Alsancak’ın itleri bile karşılık veriyor.
Arazi de bile tanıyıp, adeta selam duruyorlar.
Sarhoşların verdiği eti yemeye   tenezzül etmeyen itler!
…..
Yaptıkları işlerin çok kıymetli olduğunu,  hem şehri temizleyip hemde ekonomiye katkı sunduklarını anlatınca daha bir rahatlarlar..
……….
Çocuklar, yanlarında köpekler ile işi eğlenceli hale getirirler.
O kocaman  haraları yükledikleri tekerlekli demiri bir sürüşleri vardır, lük arabalarla hava atan  gençlere inat bunlarda   ekmek tekneleri olan seyyar  arabaları ile  sanki sanat yaparlar..
Kızlı erkekli yalın ayak yapıldak sicak soğuk demden yolları turlayıp, çöplerden ekmek çıkarırlar.
Hele birde rekabet etmeleri yok mu?
Büyükler kavgaya varan, kazanma duygusunu  çorcuklar;  çok hoş manzaralar oluşturur.
………….
Bir adam var.
Niğdeli..
 Başı önünde gelir.
Her halinden efendiliği beli olur.
Çöpü karıştırıp, işini yapar gider..
Selam verirseniz, önce bi şaşırır.. Fakat..
Selama karşılık verirken bir asalet hissedersiniz.
 Daha selamlaşırken farkı fark edersiniz.
Nasıl şaşırmasın ki.
Kimse selam vermez onlara.
Hep yan gözle bakarlar..
Hâlbuki yaptıkları işin başka işlerden ne farkı var ki
Namusları ve alın teri ile kazanıyorlar.
Çalmıyor, çırpmıyorlar..
Yine de kendilerine toplumun farklı bakışlarını öyle kanıksamışlar ki  selamlama ve normal ilişki kurma gariplerine gider bi havadalar..
……..
Ramazan geldi..
Çocuklar, camileri doldurdu.
Cıvıl  cıvıllar..
Kimileri mihraba çıkıyor, kimileri kürsüye..
Ferganeyi merak edenler, mahcup edaile izin isteyenler mi dersin.
Kimileride işi iler götürüp  mimberdin  en üstüne çıkarak basamaklardan kayıyorlar.
 Cemaatin çoğu, normal  karşılıyor ses etmiyorlar ama, bazıları da kızıyor.
Bağırıp, çağırıp çocukları ürkütüyor.
……….
Bunlardan ikisi çok haşin. Sanki işleri çocuk zaptiyesi.. Gözleri çocuklarda..
Birinin  yüzü  kırmızıca.. Kızınca pancar gibi oluyor.
Şiddeti  yüzünden okunuyor.
Diğeri koca adam, sakallı..
Aman yapmayın- etmeyin yeterki gelsinler denince sakallı olan, “ta mimberin üstüne çıkıyorlar. Olmaz ki.Terbiye gerek..Hatta dövmek lazım” diye  kendi kendine kızarak  uzaklaşıyor..
Kırmızı yüzlü olana , cami dışında başka birinin yanında, çocukları korkutmamak gerek. Aileler, bin bir zorlukla gönderiyorlar. Sokaklar varken camiye gelmeleri  az şey değil. Vs. deniyor.
O hala terbiyeden vs dem vuruyor.
Bir iki gün söyleniyor.
Özür dileriz de , hakkını helal et. Sende haklısın ama bunlar çocuk.  oyun çağındalar vs.
Adam, “peki bi  daha  dokunmam. Bana ne..Cami görevlileri var” diye  çocuklarla uğraşmaktan  uzak durmaya karar veriyor..
………..
Diğeri hala dövmekten vs bahsedip, kararlılıkla haklı olduğunu savunuyor.
Bir gün, hanımı ile yan yana pazardan geliyorlar.
Yenge bu amcayı sna şikayet ediyoruz. Çocuklara çok sert davranıyor”  deniyor.
Hanımı sanki ondan sert.
“İyi yapıyor..Çocuklarda  doğru dursun. Orası cami.Oyun yeri değil” vs. diye kocasına destek veriyor.
Kocası  yine aynı, görüşte. Çocuklara fırsat vermeyeceksin. Terbiyeli olsunlar ve diyor.
Ertesi gün,
“Sen beni şikayet ettin ama.. Benim oğularım başkomser.. Seni alıp götürür. –Eliyle bilekleri üst üste koyarak- üçgün bağlama  yetkisi var. Ben de ona şikayet ederim” Diyerek adeta tehdit ediyor.
Gülerek  “daha iyi ya..   Biz  seni  başkomserin de amiri İç i,şleri bakanına şikayet ettik. Adres doğru imiş. O emir verirse ne başkomser bişey yapar nede sen çocuklara dokunamazsın “ cevabını alıyor.
………..
Bir diğer gün, camide  kendini hanımına  şikayet edene yaklaşarak, ilgi gösteriyor..Yakın duruyor..
Ama çocuklara her ikisi de bi şey demiyor, diyemiyor..
Sesizce namazlarını kılıp gidiyorlar..
………
Bir sabah  namazı sonrası  farklı yolardan gelmek istiyoruz.
Yönümüzü her günkü yönden çeviriyoruz.
Cemaatten iki kişi  yanda ki parka oturuyor.
İmam efendi de aslında yürüsek iyi olur diyor, bize katılıyor..Yakındaki parkın yürüyüş yolunda, biraz önce   karın doyurmak için çöpleri kontrol ederken karşılaştığımız köpek sesleri eşliğinde  imam efendi ile yürüyoruz..
Aslında cenaati yürüyüşe teşvik etmelisin diye konuşuyoruz..
………
Biz yürüyerek biraz zaman geçiriyoruz.
Bu arada bir kişide  yan sokaktan inerek gelip   çöp  konteynerini karıştırıyor..
Henüz karanlık.. Sokak lambasının aydılığı, kişinin tanınmasına  müsaade etmiyor.
Adamın dengine gelince Selam veriyoruz. Sesizce alıyor. Kolaylıklar dileyip geçiyoruz.
Genelde  bu işi yapanlara selam evririm. Çok kere almazlar. Bu amca aldı.Nedense diğerleri almıyor. Millet selam vermiyor, ondanmıdır neden bilmiyorum deyince.
İmam efendi. O tabakaya halk farklı baktığ için selamalmıyorlar. Verilen selamıda bunlar almıyor.. Galiba onlarda  tabakalarını kabul etmişer.”
Diyor.
Ama ne ilgisi var. Yaptıkları işin başkasının işinden farkı ne. Hem şehri  temizliyorlar, hemde dönüşüm sağlayıp ekoneomiye katluı sunuyorlar diyoruz.
…..
İmam efendi devam ediyor.
Hamdi  dayının durumu aslında iyi.. Şurada dairesi var. Çocukları da iş güç sahibi.
Bu işi yapma san dedik. Oda ben başka türlü yaşayamam ki ..Sağlığımı, zindeliğimi bu işe  borçluyum dedi” diyor.
Anlıyoruz ki.. Adam cemaatten biri. Demek ki demin namaz kıldığımız insanlarda biriri.. Ama kim?
Merakımız bir kat daha artıyor. Fakat, biz  hem yürüyüş turunda hemde konuşurken o işini yapmak üzere başka  birikinti,lere giderek bizden uzaklaştı. Artık kim olduğunu anlamak zor.
Diyoruz ki “ yaptı iş güzel bir şey.. Şayet ihtiyacı da yoksa kimbilirt kazancını nareye sarf ediyor. Belki kendi gelirine dokunmayarak  bu işten kazandığını  biyere hayrediyor. Belki bir hastaya bakıyor. Yada çocuk okutuyor.
Çünkü öyle adamlar var.

Mesela birini tanırım. Genel müdürlükten emekli. Maaşına dokunmaz.  Genel müdür ikende  maaşını  o kurumdaki garibanlara verirmiş. Şahitler öyle diyor” deyince İmam olabilir..Yaptığı iş kirli işte ona yakıştıramamıştık diyor..
“Kim bilir böyele bir işle nefis terbiyesindedir..” diyoruz.
……

İmam efendi ile veda edip, ayrılıyoruz..
…….
Eve, dönmek için farklı sokaktan geçerken yine aynı adama denk geliyoruz. Ve selamlaşıyoruz. Biraz mahcup ve ürkek selamı alıyor..Aaaa biraz önce namazda yan yana durduğum adam..
Mahcup etmemek için
Kolaylıklar dileyip, hemen ayrılıyoruz.
Fakat, adamın elbisesi.. Ellerine eldiven takması.. hatta topladıklarını  tertemiz çöp  torbalarına koyması dikkatimizi çekiyor.
Bu  kir- pas içinde ki  diğer toplayıcılardan farklı..
…..
Biraz yukarı çıkınca, esas işleri çöpten ekmek parası çıkarmak olan çoluk çocukları ile alaca karanlıkta   işe  giden ailelere karşılaşıyoruz..
Artık tanıyorlar ya.
Ailenin erkeği selam veriyor. Daha  nazik bir şekilde selama mukabele ediyoruz..
…………
Rızık arayan köpekler çoktan işlerini tamamlayıp, alandan çekildiklerinden  kediler,  önümüze  geçiyor..
………….
Ertesi gün öğle namazından sonra   sakallı amca, aynıma gelerek  “sırrımı bildin” der gibi   mütebessim bir çehre ile  elimi iyice sıkıyor..
Bende “Anladım… Tamam..Sırın sırım” der gibi”  benzer mütebesim bir yüz ifadesiyle  karşılıyorum. Elimden tutup kaldırıyor.  Ellerimiz  sıkıca kavranmış bir halde birlikte cami kapısına kadar sesizce yürüyoruz.
Ve ayakkabılar için ayrılıyoruz.
…….
Ertesi gün camide  yine  karşılaşıyoruz fakat daha  bir rahat..
…….
İki gün sonra, imam efendi gelmeyeceğini söylüyor  tek başıma yine yürüyüşteyiz.
Bir süre sonra karartı süzülüyor…
Bizimki geliyor..
Selamlaşıyoruz..
………….
Yürüyüş bitiyor..
O da ilerde.
Yetişiyorum.
Yine selam ve hoş beş..
Çocuklar, evde temizlik yaptı.. Kitap ve ayırdılar. Akşam  çöpü atarken  Karışır yazık olur diye kıyamadım.  Sen alırsan sana vereyim.. Yada getireyim” diyoruz.. Rahatlıyor..” Ben  kağıt almıyorumda ,Alanlar var. Onu ayrı koy alırlar “diyor..
Yaptığı işin  her hanfgi bir işten fazlası var eksiği yok.. Vs diyoruz. Açılıyor..
“Kimileri  farklı bakıyor ama, ben öyle düşünmüyorum.. Resulllah efendimizde, boş durmamış, çalışırdı…
Doktor da çalışmalısın diyor. Çalışmaz isem sağlığım  böyle elverişli olmaz diyor..
Sonra işi küçümseyenler var. Fakat öyle değil. Ben Gazi ünüversitesi saymanlığı yaptım. Şimdide bu işi yapıyorum. Hiç de gocunmuyorum
Oğlum başkomser…Diğerlerinin işi var.
Çocukları bununla okuttum..
Gazi’de sayman ikende simit satardım. Bana derledrdiki niye yapıyorsun.Koskoca sayman bunu yaparmı derlerdi. Bende  ver beşlira derdim. Yok deyince. O zamn al bu sepeti, on lira.. İşte öyle. Çaılşmazsan para yok ama çalışırsan  on lira var derdim.
….

Emekli olunca  bir tanıdığımız vardı. Dediki sen topla ben gelir alırım.
O zaman sincanda evimiz gecekondu idi. Müsaitti. Ben topluyordum. Arkadaş da gelip alıyordu.
Öyle öyle çocukları bununla aokuttum..
Şimdi de , balkon müsait. Oraya koyuyorum. Arkadaş gelip alıyor.

Oğlumun biri trafikde başkomser.
Oda yolda belde bulursa arabasının arkasına atıp getiriyor. Sen bunları nasıl olsa satıyorsun diye.
Şimdiye kadar bilerek haram lokma yemedim. Yedirmedim…
Helalinden kazanıyorum”
Artık rahat ya.
Artı ismini de söyleyerek devam ediyor.
Adım Ali..
Ordu ünyedenim.
Ben ne annen ne baba gördüm. Yetimim.
Fakirlik çektik.
Şükür şimdi imkanım var. Şurada teras katım, sincanda dairem var.
Maaşım bana yetiyor.
4 oğlan var. 4 de  kız aldım,Hiç oğlan torunum yok.
Hepside kız.
Şimdi onlar okuyorlar..
Biri tıpda. Biri …
Lisede okuyanlar var.
Buradan kazandığımı, torunlara veriyorum. Ayrım yapmam. Hepsinede veririm. Çocuklar da veririm..
….
Sabah Namzı kılarım..
Elbisemi değiştiririm.
Çıkarım işe. Sonra gider, bu elbiseleri değiştiririm.
Hanım onları yıkar.
Onun için ne pislik, nede koku olur..
Biraz uyurum. Öyleye doğruda Kur’an okurum. Öğle namazına giderim..
………..
Burada sadece bu sokağı alıyorum.. Başka yere bakmam..
Diğer yerlere Çingenler bakıyor. Onlar evlere de giriyor..
…….
Sincan da iken de öyle .
Bir sokağın  artıklarını toplardım..O da yeter idi.
Sokak yokuş idi. Yukardan aşağı araba kendi giderdi. Hiç yorulmazdım.
Burada Kırıkkaleli komşular var. Biraz hoş bakmıyorlar. Ama olsun. Ben çalışıyorum.
Kime ne?
Alın teri ve namusu ile  o yaşında  gayret eden Ali emmiye sabahın
alaca karanlığına  teslim ederek kolaylıklar dileyip  ayrılıyoruz..
 2013 Ramazan






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder