45 yıl sonra Mevki hastanesindeyiz.. 14-15 haziran 2017
45 yıl sonra Ankara Mevkii hastanesindeyiz..
Darbeye direnenlerden Allah razı olsun
Çünkü Mevkii ve diğerleri "halka" açıldı..
Hala eski Türkiye alışkanlığı ile halkı köle, kendini bi şey zanneden idareciler olsa da milletin malı olan kurumlara Allah'a şükür ki "halk" girebiliyor..
..
Benim ömrüm görmeye yeter mi bilmiyorum..
İnşallah ülkemde;
İnsanların tümü birinci sınıf vatandaş kabul edilir.
Ehliyet ve bilgiye dayalı olarak yetki makamına getirilenler; halkı köle değil de HİZMET edilecek "patronları "olarak görürler.....
Milletin imkanlarını kullanrak; garibana zulmeye devam etmezler.
Bulundukları makamları da babalarının malı, yağ yakıp yaşandıklarının lütfuyla soyulacak, sömürülecek, hava atılacak araçlar olarak görmeyip Hizmet nöbetinin aracı olarak bilerek vatandaşa öyle yaklaşıp, imkanları kendi egoları için kullanmayıp milletin emrine sunarlar..
Zulüm aracı olark kullanmazlar..
Birkaç hatıra/hatırlatma
1.
Eski düzende millet hizmeti için ayrılan her hangi kamu idaresinde "yetkililer" oranın kralı idi. Millet de marabaları..
Halk; onlara çalışır, halka hizmet aracı olması gereken tüm imkanlar; onların rahatı içindi..
O nedenle resimde görülen giriş kapısı normal insanlara "yasak"tı.
hastaneye işi düşenler ya yan kapıdan girecek yada arka kapıdan...
Ön kapı karallar için ve de karalların rahatı bozulmaması içinde başkasına yasak..
2.. Mevkinin Batı ucunda GÜLHANE vardı..
Orası çok daha yetkililerin hizmetindeydi..
3.
12 Eylül Darbesinde tutuklu eski albay ve
1960 gece basınının aktif elemanlarından Alpaslan Türkeş, tutuklu olduğu Mamak'dan Mevkiiye getirilir.
Orada yatarken dışarıdakiler; yeni bir darbe planı hazırlarlar..
Buna göre Türkeş, kaçırılıp yabancı bir ülkede "güvene" alınacak....
Mısır'la anlaşılır, oraya kaçıracaklardır.
Sonra da darbe yaparak Kenan Evren, düşürülüp Türkeş başa geçirilecektir.
her şey ayarlanır.
Helikopter mevkii bahçesine indirilir..
Ve Türkeş, bilgilendirir.
Türkeş, teklifi kabul etmez.
Bu defa işi sıkı tutarlar "vatan görevi" derler.
Yani.. "Mecbursun" demeye getirirler.
Türkeş, "ben ihtilal içinde bulundum. Hem bana hemde millete ihtilalin neye mal olduğunu çok iyi biliyorum...Demokratik nizamdan şaşmamak gerek..
Benim ancak buradan cesedimi alırsınız, haydi işinize "der.
Böylece Türkiye bir bilinmez maceradan kurtulmuş olur............
Darbeye direnenlerden Allah razı olsun
Çünkü Mevkii ve diğerleri "halka" açıldı..
Hala eski Türkiye alışkanlığı ile halkı köle, kendini bi şey zanneden idareciler olsa da milletin malı olan kurumlara Allah'a şükür ki "halk" girebiliyor..
..
Benim ömrüm görmeye yeter mi bilmiyorum..
İnşallah ülkemde;
İnsanların tümü birinci sınıf vatandaş kabul edilir.
Ehliyet ve bilgiye dayalı olarak yetki makamına getirilenler; halkı köle değil de HİZMET edilecek "patronları "olarak görürler.....
Milletin imkanlarını kullanrak; garibana zulmeye devam etmezler.
Bulundukları makamları da babalarının malı, yağ yakıp yaşandıklarının lütfuyla soyulacak, sömürülecek, hava atılacak araçlar olarak görmeyip Hizmet nöbetinin aracı olarak bilerek vatandaşa öyle yaklaşıp, imkanları kendi egoları için kullanmayıp milletin emrine sunarlar..
Zulüm aracı olark kullanmazlar..
Birkaç hatıra/hatırlatma
1.
Eski düzende millet hizmeti için ayrılan her hangi kamu idaresinde "yetkililer" oranın kralı idi. Millet de marabaları..
Halk; onlara çalışır, halka hizmet aracı olması gereken tüm imkanlar; onların rahatı içindi..
O nedenle resimde görülen giriş kapısı normal insanlara "yasak"tı.
hastaneye işi düşenler ya yan kapıdan girecek yada arka kapıdan...
Ön kapı karallar için ve de karalların rahatı bozulmaması içinde başkasına yasak..
2.. Mevkinin Batı ucunda GÜLHANE vardı..
Orası çok daha yetkililerin hizmetindeydi..
3.
12 Eylül Darbesinde tutuklu eski albay ve
1960 gece basınının aktif elemanlarından Alpaslan Türkeş, tutuklu olduğu Mamak'dan Mevkiiye getirilir.
Orada yatarken dışarıdakiler; yeni bir darbe planı hazırlarlar..
Buna göre Türkeş, kaçırılıp yabancı bir ülkede "güvene" alınacak....
Mısır'la anlaşılır, oraya kaçıracaklardır.
Sonra da darbe yaparak Kenan Evren, düşürülüp Türkeş başa geçirilecektir.
her şey ayarlanır.
Helikopter mevkii bahçesine indirilir..
Ve Türkeş, bilgilendirir.
Türkeş, teklifi kabul etmez.
Bu defa işi sıkı tutarlar "vatan görevi" derler.
Yani.. "Mecbursun" demeye getirirler.
Türkeş, "ben ihtilal içinde bulundum. Hem bana hemde millete ihtilalin neye mal olduğunu çok iyi biliyorum...Demokratik nizamdan şaşmamak gerek..
Benim ancak buradan cesedimi alırsınız, haydi işinize "der.
Böylece Türkiye bir bilinmez maceradan kurtulmuş olur............
https://www.facebook.com/necati.cavdar/media_set?set=a.10155471982902700.1073741995.689617699&type=3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder