15 Aralık 2018 Cumartesi

45 SENE ÖNCESİNDEN BİR HATIRA Ve OPERA

45 SENE ÖNCESİNDEN BİR HATIRA Ve OPERA

45 SENE ÖNCESİNDEN BİR HATIRA
Ve OPERA
Kazakistan'ın bağımsızlığının 27. yıl dönümü münasebetiyle Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde Kök Tuğ Kazak Kültür Derneği tarafından tertiplenen ve meşhur Kazak topluluğu " ADIRNA" nın sunduğu müzik ziyafetindeyiz.
Kazak Adırna Folklor ve Etnografya Müzik Topluluğu'nun Millli kıyafet ve yerel enstrümanlar eşliğinde icra ettiği Kazakça ve Türkçe eserlerler muhteşemdi..
......
Bu arada tam 45 yıl önce yaşadıklarımız filim şeridi gibi gözlerimiz önünde canlandı...
Lise yıllarındayız..
Okulumuzun tek bayan Hocası var Coğrafya hocamız Melahat Sander..
Melahat hoca bizi OPERAYA götürüyor..
Tabii isteyen gidiyor..Ama o herkesin gitmesini istiyor..
Uygun program olunca bize haber veriyor..Kç kişi katılacağı ortaya çıkınca da OPREDAN o kadar yer ayırtıyor..
Hep de balkondan yer ayrılıyor..
Bu işin okuldaki organizasyonunu bana havale ediyor..
Operaya gideceklerin listesini yapıp sayısını Melahat hocaya veriyorum..
Okulumuz, yatılı okul..
Opera, geç saatte başlıyor..
Biz saat dokuzda yatmaya alıştırılmışız..
Okula gelişimiz, gece 12 yi buluyor..
Kış günü olduğu için Angara soğuk mu soğu..
Dışarı ayaz..Opera sıcak..
Hele de Angara elitlerine göre yapılmış koltuklara gömülünce uyku geliyor..
Üstüne de milli değerlerden uzak BATILININ sanat zevkine uygun eserler sergilen di mi?
Ne dedikleri anlaşılamayan, bize ninni gelen sesler.
OPERA binası bizim için beşik oluyor, UYUYORUZ..
Temsil bitip de uykudan uyandırılıp, Angara ayazına çıkmak tam bir işkence..
Hem kısıtlı öğrenci harçlığından BİLET PARASI vereceksin hemde işkenceye katlanacaksın.
Bu sebeple ilk zamanlar fazla olan katılan sayısı gittikçe düşüyor..
Bir gün iki katlı olan okulumuzun üst katındaki Melahat hocanın odasına listeyi götürdüm..
Sayıyı verdim..
Sayı çok düşük..
Hoca ; " Biz onca eziyet çekerek yer ayırtıyoruz..Bir sürü zahmet çekiyoruz..
ASOSYAL adamlar yinele katılmıyor" diye dertlendi..
Sesimi çıkarmadım..
Hakikaten hocanın her hangi bir mecburiyeti de yoktu..
Yapmasa yapmaz.. Kimse de niçin talebeleri OPERAya götürmüyorsun demezdi.
Götürmesi, herhangi bir olumsuzluk da O'nun için bir risk idi..
Götürmemesi halinde kafası rahat..
Benim gitmeyenler için kullandığı " ASOSYAL adamlar" ifadesine karşı sesiz kalışımdan mı dır neden ise..
Verdiğim listeye bakmadan ;
" Sen gidiyor musun?" diye sordu..
Yüzümüz kıpkırmızı " Ben de gitmiyorum" diyebildim..
Bu defa daha bir bozuk halde yüzüme diktik baktı..
Açıklama şart oldu:
" Biz saat 9 da yatmaya alıştık..
OPERAya gidince geç saat oluyor.. O rada da uyuyoruz..
Sergilenen eseri de dinleyemiyoruz. Bİ şey anlamıyoruz..
Hemde boş yere bilet parası vermiş oluyoruz.. O yüzdende gitmek istemiyoruz"
dedim..
" Ha o tarafı da var diyen " Melahat hoca, az sayıdaki katlım dolayısıyla OPERAyı iptal edip , toplanan parayı sahiplerine dağıtmamı söyledi..
Bir daha da OPERA işkencesine katlanmadık..
Ve o gün bu gün 45 yıl olmuş...
..........
Gündüz olduğu için Edebiyat hocamız Hüseyin Ağca'nın organize ettiği Devlet Tiyatrosu salonlarında Yunus Emre gibi milli oyunların oynandığı tiyatro eserlerine gitmeye devam ettik.





























.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder