İnsanlar, küme küme sahbette,
İftarı bekliyor.
Sokaklar çocuk
sesleriyle cıvıl cıvıl.
Ezan sesiyle birazdan sukun olacak..
Angara’ın bazı yerlerine rahmt sağnağı yağıyor.Bazı yerlerde
ise akşamın tüllenen kızıllığı çökmek
üzereyken Ebem kuşağı nur içinde nur halesi gibi..
..............
Kırlangıçlar..
Her zaman kendine has sesler çıkararak birer ikişer uçarak ateta akşamı karşılayanları selamlayan kırlangıçların bu defa toplu bir şekilde ordan oraya uçmaları dikkatimizi çekiyor.
Makinaya sarılıp, resim yakalamaya çalışıyoruz..
Gökte nurlar
Kalplerde surur
İftarı bekleşenler
sen şakrak çocuklar
Cevalan eden kuşlar
Belkide oruç budur
Belkide oruç budur
.............
Daha önce belirtmiştik.
Ahimesut /Alsancak’da
Ecevit ile Erbakan’ın oturduğu binalar arasında kalan apartmanda
misafiriz..
Saat 11 civarında Teravihden
dönerken Ecevit’in binadaki balkonda çocuklar aşağı bakarak “Kedi ,
fareyi yakaladı..Yiyor..Yiyecek” gibi laflar ediyor..
Oralı olmayıp, mahalle bakkalına uğruyoruz..
Çeşitli konularda muhabbet ederken komşularda gelip,
sahbetin koyulaşmasına sebeb oluyor..
Epey zaman geçtikten sonra istirahat için veda ediyoruz.
Yine Ecevit’in bina önünden geçerken bu defa çöp atmak için inen çocuklar; yukardan bakanlara
“ Kedilerin yemek istediği fare değil” kuş diyerek hemde yeminle
yukardan bakanları ikna etmeye çalışması dikkatimiz çekiyor.
Hani nerde , nasıl derken.
“İşte, buradalar” diye
bina bahçesini gösteriyor. Yüksek duvardan baktığımızda mahalleyi parselleyerek kendilerine alan
oluşturan kedilerden ikisi karşılıklı geçmişler, zar zor belli olan siyah bir
ciisime pusu kurmuş, kapmak için bekleşiyor.
Kedinin biri bazen ağzı bazen de ayağı ile asldırıyor.
O ciism hareket ettikçe, çırpındıkça ağzındn bırakıp
kaçıyor..
Gece karanlığnda fazla da belirgin olmayan Cismin şekli
hemen akşam toplu uçan kırlangıçları hatırlatıyor..
Kurtarmak için .kedi vs diyerek ses çıkarıp hamleler
yapıyoruz..
Nafile..
Kediler kararlı
İkidebir saldırıp, kaçıyorlar..Ama bir, bir buçuk metreye
pusu kurup bekliyorlar.
Baktım kurtuluş yok..
Çiti geçerek duvardan
atlayınca kediler daha da geri çekildi..
............
Evet, yanılmamışız.Kırlangıç..
Hiç hareketsiz duran hayvancık, çok hırpalanmış..Nasıl oldu da aşağı indi..Bilmiyoruz..
Yulardan ilgi ile izleyen komşulardan poşet ve su rica
ediyoruz.
Geç kalaıp, hayvancık ölecek diye de ödümüz kopuyor.
Biraz gecikmelide olsa
sarkıtıyorlar..
Suyu üstüne, ağzına gelecek şekilde başına dökünce Kırlangıç
iyice hareketleniyor ancak mecalde
kalmamış.
Orada bıraksak, kediler yine gelecek..
Bişeyde yapamıyoruz.
Can çekişmeside hoş değil.
Poşete sarıp elimize aldığımızda kalp atışlarını
hisediyoruz..Belliki ölmemiş.
Her nedense kediler saldırınca hereket eden onları korkutan
kuş, bizim elimizde hiç am hiç çabalamıyor..
.............
En iyiisi kedi lerden uzaklaiştırmak..
Alıp teresa çıkarıyoruz..
Yine su veriyoruz..Sudan uzaklaşıyor..
Muhabbetin yeminden ikram ediyoruz.tenezül dahi etmiyor..
Bıraktığımızda pestil gibi, yatıyor.
Acaba karnlıkdan mı korkuyor..Bilmiyoruz..
Işığı söndürüp, suyla ıslattığımız için üşümemesi içinde bir
bezi üztüne koyarak kendi haline
bırakıyoruz.
..............
Temcit vakti..
Sahurda bakıyoruz..hala canlı..
Üstüne koyduğumuz bez iyice vucudundaki suyu çekip
sılanmış..
Bezi değiştirip, istirahatına bırakıyoruz.
Fecir .Şafak sökmekte Sabahh ezanı okunuyor.
Yanlara rasgele açılmış
kanadından tutunca, gayri ihtiyari çekiyor..Hala canlı..
Sırtına örttüğümüz bezi değiştirip, kendi haline terk
ediyoruz. Zira ne yapmak gerekir, ne yer, ne içer bilmiyoruz
Tek yapabildiğimiz, kedilerden uzaklaştırıp tehlikesiz yere
getirmek..Su verip önüne yem koymak..
Çaresizce sonucu beklemek.
Umarız , bu geökelrin
özgür kuşu, zorunlu misafir güç bulur , kendine gelir
.................................
......................................
Gün
doğdu.
Tabiat
uynmış..
Kuşlar
havada dansa başlamışlar..Kırlangıçlar da.
Kırlangıçlar
bu defa akşamki gibi toplu değil birer ikişerli normal uçuşlarını , hızla
geçişlerini yapıyor.
Darısı
biizm misafirin başına
Gece
belki ot vs yer diye , bıraktığım çiçek
sandığına baktığımda üçümesin diye üstüne örtüğüm bezin altında yok.
Dikkatle
baktığımda sandıktan inmiş..Yada
düşmüş..
Kanatlarını
toplamış vaziyette zeminde sesizce yatıyor.
Dikkatle
inceleyince nefes alması yada kalp atışlarından dolayı oluşan vucut hareketi
var.
Yani
canlı.
Seviniyoruz.
Biizm zorunlu misafir, yaşıyor..
Üşümesin diye seramik zeminden alarak tahta sandalye üzerine
koyuyorum.
Bana ayaklarını hareket ettirerek güçsüzce direnç gö stermeye çalışıyor. Sese duyarlı.
Fakat gözler kapalı.
Ot uzatıyorum, vucuduna değince hiisedip hareketleniyor.Ancak yemiyor.
Yem bıraktım ya görmüyor, yada yemek istemiyor.
.................
Çaresiz bekleyeceğiz.
Acaba zevkle şarkı
söyleyerek uçan arkadaşlarından etkilene rek, güç bulacak mı?
........................
Saat 7 suları
Ben bu notu ilave ederek çıkıp
baktığımda bizim misafir; yerinde yok..
Sağa sola baktım..Görünmüyor..
Demek ki kendinde güç buldu..
Sevindirici bir durum..
Belki çiçek sandıklarının altına
gizlenmiş olabilir..
Yoksa .. Bu defa da Karga mı götürdü?
Ya da uçup gitti..
Dağın kuşu bağa yar olacak değil ya.
inşallah sıhat içinde hürrüyete
uçmuştur..
Gizlenmişse elbet çıkar..
Bakalım neyler...
2 Haziran 2018 Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder