9 Haziran 2018 Cumartesi

Kazım Karabekir Paşa'nın kızı Timsal Karabekir Yıldıran hanım ile

Kazım Karabekir Paşa'nın kızı Timsal Karabekir Yıldıran hanım ile


1882 -26 Ocak 1948).
İstiklâl Harbi'nin büyük komutanı Kâzım Karabekir Paşa'yı vefatının .yıldönümünde k saygı ve rahmetle anıyoruz.
Necati ÇavdarOrhan Erdoğan ile birlikte.
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar

8 Haziran 2011 Çarşamba günü Ankara'da
Kazım Karabekir Paşa'nın kızı
Timsal Karabekir Yıldıran hanım ile karşılaşıyoruz.
"Gelmişken Devlet Mezarlığında babamın mezarına uğrayıp Fatiha okuyayım dedim. Saat beşte kapatıyorlar. Gidemedim.. Burası müze diye kapatıyorlar..." diyor.
Bende "geçenlerde oradaydım.. Ancak orada normal mezarlık da ki ruhaniyet yok...Emin olun Fatiha okumak içimden gelmedi. Ama babanızın mezarına gelince okudum.
Orası daha bir resmi tören alanı gibi .İnsan dua etmekte zorlanıyor.. Cemal Gürseller...ve Kazım Karabekirler... Yan yana bence hiç iyi olmamış" diyorum..
"Evet..Normal mezarlık havasında değil..
Pişman olduk ama bir kere oldu. Nakil için bana sordular. Benim hiç gönlüm razı değildi. Ablam var. Ablama sordum. 'Tamam 'dedi. Naklettiler. Mezardan kemiklerini alırken sanki ruhunu da alıyorlar gibi geldi. Çok pişman olduk. Nede olsa mezarında ruhu toprağa karışıyor gibi geldi. Fakat burası çok yavan..Sanki mezar değil gibi..." diyor.
Daha başka konularda konuştuk..
Yeri geldikçe nakledeceğiz..
Hele babasının "göz" hapsinde tutulduğu dönemde yazdığı şiiri..Kendi sesinden okudu.
Timsal hanım, "Paşalar kavgasına" dair "yaşanan yaşanıyor. Kader" diyerek fazla bir şey anlatıp, konuşmasa da...
Kazım Karabekir "göz hapsinde" olduğu, peşinde sivil polislerin dolaştırıldığı dönemde yazdığı şiirinde çok şey anlatıyor. Hem de çok şey..
Yorumlar
Necati Çavdar Bir kız, babasını nasıl anlatırsa öyle anlatıyor. Fakat söyledikleri var, boğazına düğümlenip söyleyemedikleri de var..Konuyla ilgili değerlendirmemi ayrıca yazarak paylaşacağım..
Yönet

7y
BeğenDaha fazla ifade göster
Necati Çavdar Olur, İnşallah
Yönet


Necati Çavdar bir fotoğraf paylaştı.
26 Ocak 2014
İBRETLİK HAYAT
Osmanlı 3. meşrutiyet meclisi konumunda ki Angara ‘da toplanan BMM ve İstiklal Harbinin Manevi – Siyasi ve askeri meşrutiyetini sağlayan az sayıda fakat önemli kahramanlar vardır.
Doğu fatihi diye de anılan Kazım Paşa, Anadolu’daki hareketin
askeri meşrutiyeti sağlayan ender ve önder kahramanlardandır.
Fakat, savaş sonrası oluşturulan düzende " çatlak ses " olarak hazedilmez..
"İzmir Suikasti" tertibiyle "idamla" yargılanarak saf dışı yapılır. Öyle ki İstiklal Mahkemesi, "teslim etmedi" gerekçesiyle o günkü Başvekil Mustafa İsmet’i (İnönü) bile tutuklanmak istenir..
Araya Maraşal Mustafa Fevzi (Çakmak) Paşa girer.
Kazım Karabekir paşa, mahkumiyetten kurtulur. Ancak göz hapsindedir.
Evi basılır, kitapları yakılır.
Parasız, ilaçsız bırakılır..
Mustafa Kemal/KAMAL ölene kadar ; peşine adamlar takılır, başına hafiyeler dikilir.
Kamal Atatürk, ölünce..
Yerine bir darbe ile tahta geçen/geçirilen Mustafa İsmet İnönü, Kazım Karabekir Paşa’yı milletvekili yapar..
Sonra da DP listesinden bağımsız milletvekili adayı olan Mustafa Fevzi Karşısına dikerler..
Ve CHP’den Meclis Başkanı yaparlar..
Yani..
Bir zamanların “Yetimler Babası”, Doğu Fatihi.. Kahramanı..
Bir zamanların korkulan ve itilen adamı
Lazım olduğunda da;
CHP’den meclis Başkanı yani Cumhurbaşkanı vekili..
Dönemler farklıda olsa adam aynı adamdır..
////////////////////
Kazım Paşa’dan iki şiir:
İki Damla Gözyaşı
Kazım Karabekir
YETMİŞ LİRA İLE MÜTEKAİT BİR ADAM
İKEN, İKİZ KIZIM DA DOĞDU OLDUK TAMAM
EVET TAMAM! ÇÜNKÜ HERKES KAÇIYOR BENDEN
VE BEN DE SABAHLARI ERKEN
YAVRULARIN HAZIRLIYORUM SÜTLERİNİ KAÇIP GİTTİ EVDEKİLER
PARASIZ KİM KİMİ BEKLER?
TAM BU SIRADA HASTALIK SALDIRDI BİZE
İKİ YAVRUMLA ANNELERİ DİZ DİZE
SANCILAR İÇİNDE KIVRANIYORLARDI
HAYATIN KALMAMIŞTI ARTIK TADI.
KALMAMIŞTI ELİMDE HİÇ SATACAK
PEKİ! YA BU HASTALARA KİM BAKACAK?
VEJETALİN ERİTMEK İÇİN SARILMIŞIM KEPÇEYE
FAKAT DOKTOR PARASI SIĞMIYOR HİÇ BÜTÇEYE.
SATMIŞIM ELİMDE OLANI
YEMİŞTİK MAZİDE KALANI.
DÜŞÜNÜYORDUM, İKİ ELİMDE BAŞIM,
DALMIŞIM, BUNALMIŞIM.
SESLENDİ REFİKAM:
PAŞAM! PAŞAM !
NEDİR BU YE’SİN? NERDE HER GÜNKÜ NEŞ’EN?
HASTALIĞIM ARTAR SENİ BÖYLE GÖRÜRSEM.
BU GÜNLER DE GEÇER, ÜZÜLME SAKIN?
NERDEYSE GELİR DOKTORLAR VAKİT YAKIN.
DOKTORLAR MI GELECEK DEDİN?
ACI, PEK ACI BİR ŞEYLER SÖYLEDİN!
SÖYLEMEYE BULAMIYORUM MECAL
VERECEK VİZİTA PARAM YOK İCLAL!
BORÇ FELAKETTİR ŞUNA BUNA
GİRMEM BU TEHLİKELİ OYUNA.
YANIYORDU ELLERİMDE BAŞIM
CEVAP VERDİ YÜKSEK RUHLU ARKADAŞIM:
DEDELERİMDEN KALMA YADİGAR
BİR PIRLANTA İLE BİR SAATİM VAR.
GÖNDERİN BEDESTENE SATTIRIN
BU AĞIR YÜKÜ BENDEN ATTIRIN.
BU, YÜKSEK RUHLU BİR TÜRK KIZIYDI
TÜRK VARLIĞININ BİR YILDIZIYDI.
TAŞI, SAATİ UZATTI BANA
BEN DE GÖNDERDİM “SAT” SALONUNA.
BİRKAÇ YÜZ LİRA GELDİ GERİYE
SIKINTIYI ATTIK BİZ İLERİYE.
FAKAT REFİKAM:
DÖNDÜRÜRKEN DUVARA BAŞINI
GÖRDÜM İKİ DAMLA GÖZ YAŞINI.
DEDİM: LANET OLSUN BÖYLE GEÇİME!
ARTIK DÜŞDÜM BEN DE KENDİ İÇİME:
KULAKLARIM İÇİMİ DİNLİYOR,
HER YERİM İNLİYOR.
GÖZLERİM İÇİME BAKIYOR,
VE GÖRDÜĞÜ YERİ YAKIYOR.
KALBİMİ DELDİ O İKİ DAMLA YAŞ
HAKSIZ YEREYDİ BU ÇETİN SAVAŞ.
BU DÜŞÜNCELERİM PEK KISA SÜRDÜ
ÇÜNKÜ VİCDANIM TAMAMEN HÜRDÜ!
ARKADAŞIMLA BAKIŞTIK
VE GÜLÜŞTÜK
HEMEN TOPLADIK KENDİMİZİ
VE DÜŞÜNDÜK KÖYLÜ EFENDİMİZİ:
NELER ÇEKİYOR ASIL OLAN ONLAR
YAŞAMIYOR MU ŞEREFİYLE MİLYONLAR...
DEDİK VE KARIMLA EL ELE VERDİK
VE BU ACI GÜNLERİ PEK ALA YENDİK.
…………..
-Kitaplarımı Yaktırana-
Sende kuvvet varsa bende de hakikat var,
Kuvvet sistir kalkar, hakikat güneştir doğar,
Ben korkmam kuvvetten, sen de korkma hakikatten,
Ondan korkanlar ayrılamaz zulüm ve zulmetten.
Halbuki,
Kimde hakikat gördünse sen ondan çok korktun,
Tevkifler yaptın, evleri bastın.
Neydi kastın?
Çok insan astın.
Tevkif olundum, köşküm basıldı,
Dört çuval evrakım da alındı,
Üç bin kitabım gece yakıldı,
Yıllarca peşime hafiye takıldı.
Fakat gördün ki, hiç korkmam ben,
Niçin ya hala sen
Korkuyorsun hakikatten?
Kazım Karabekir
Sebil, 13 Şubat 1976, s.3.

Kazım Karabekir Paşa kimdir

1882'de İstanbul'da doğmuştur. Kazım Karabekir, Mehmed Emin Paşa'nın oğludur.
İlköğretimini o zaman ki Osmanlı İmparatorluğunun çeşitli vilayetlerinde yaptı. İstanbul'da eğitimine başlayan Karabekir, Van ve Harput'ta devam edip eğitimini Mekke'de tamamladı. 1896 yılında ise İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi'ni 1899'da Kuleli Askeri İdadisi'ni 1902'de ise Mektebi'ni ve 1905'te Erkan-ı Harbiye Mektebi'ni bitirerek "yüzbaşı" rütbesiyle orduya katıldı.
İki yıl staj gören Karabekir, stajını Manastır'da yaptı. İttihat ve Terakki'nin Manastır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907'de "önyüzbaşı" rütbesi alarak İstanbul Harbiye Mektebi, tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı.
II. Meşrutiyet'ten sonra Edirne'de II. Ordu 3.tümen "kurmaylığına" atandı. 31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu'nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekatında büyük rol üstlenerek harekata katıldı.
14 Nisan 1912'de "binbaşılığa" yükseldi. Balkan Savaşı'nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914'te "yarbay" rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekâtıyla görevlendirildi.
Bir süre sonra İstanbul Kartal'da 14. tümen komutanlığına atandı ve Çanakkale'ye gönderildi. Kerevizdere'de Fransızlar'a karşı üç ay savaştıktan sonra "albaylığa" yükseldi.
İstanbul'da I. Ordu erkan-ı harbiye başkanlığına, sonra Galiçya'ya gidecek ordunun ardından Mareşal Von der Goltz'un erkân-ı harbiye başkanlığına atanarak Irak'a gitti.
1916'da Kutü'l-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu komutanlığına getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak'ta İngilizler'le çarpıştı. 1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu komutanlığına getirildi ve Van, Bitlis, Elazığ cephelerindeki II. Ordu komutanlığına vekâlet etti.
1918'de Erzincan ve Erzurum'u Ermeniler'den ve Ruslar'dan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini ve Karakilise'yi (Karaköse) kurtardı. Aynı yıl tümgeneral oldu. Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmed İzzet Paşa'nın genelkurmay başkanlığı önerisini kabul etmeyerek Anadolu'da görev almak istedi.
Önce Tekirdağ'daki 14. Kolordu komutanlığına, ardından da Erzurum'daki 15. Kolordu komutanlığına atanmasını sağlayarak Nisan 1919'da göreve başladı. Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynadı.
Kurtuluş Savaşı'nda Edirne milletvekilliğini ve Doğu cephesi komutanlığı yapan Kazım Karabekir Paşa, Ermeniler'in eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini geri alarak 15 Kasım 1920'de Ermeni ordusunu kesin olarak ortadan kaldırmıştır. Ermeni hükümeti bu yenilginin ardından Ankara hükümetiyle daha doğrusu Ankara hükümeti adına Kazım Karabekir Gümrü Antlaşması'nı imzalamıştır.
Kars'ın alınmasıyla korgeneral yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra I. Ordu müfettişliğine atandı.
Kars'ın alınmasıyla korgeneral yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra I. Ordu müfettişliğine atandı.
1923'te İstanbul milletvekili oldu. 1924'te, TBMM'deki Dörtler Grubu'nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası'ndan istifa etti.
17 Kasım 1924'te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi.
Parti 3 Haziran 1925'te Şeyh Sait ayaklanması nedeniyle kapatıldı. Karabekir, Mustafa Kemal Paşa'ya karşı yapılan İzmir suikasti ile ilgili bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti.
Siyasi yaşamına on iki yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939'da İstanbul milletvekili olarak devam etti.
1946'da TBMM başkanlığına seçildi ve bu görevde iken vefat etmiştir. (26 Ocak 1948).
https://www.ensonhaber.com/biyografi/kazim-karabekir-pasa-kimdir-2014-06-04

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder