28 Şubat zalimleri, mahkemede hesap verdiler, aynı salnda Mazlumlarla buluştular.
28 ŞUBAT'ın Psikolojik Harakat' cısına psikolojik DERS
TÜKRÜĞÜM SENİN ELİNDEN TEMİZ..!
28 ŞUBATÇIlar;
gerek mahkeme salonunda gerekse celse aralarında koridorlarda Mazlum ve mağdurları ile göz göze gelmemeye azami gayret gösteriyorlar..
Gece, biten 28 ŞUBAT duruşması çıkışında adliyeden birlikte ayrıldığımız 28 ŞUBAT'ın Psikolojik Harekat' cısı ile yan yana yürürken.
Mahkemede ibret ve üzüntüyle seyrettiğim bir zamanların burnundan kıl aldırmayan Kemal Gürüz,
biri Avukatı Nevra Didem Yaşar
Diğeri duruşma bitip salon boşaltılrken yanımda madur bayanlarla tartışan
ve "çok zulmettiler. Şimdi de ilme,vicdana, çağa aykırı olan yaptığından gurur duyduğunu söylüyor"deyince susarak sessizce uzaklaşan
bayanla yavaş yavaş yürümeye çalışıyor. Merdivenleri zor zar çıkıyor.
Yanımdaki ne "Gürüz, kaç yaşındadır" diyorum.. "Gürüze göz atarak
"Sekseni geçmiş olmalı " diyor. "Acı. Çok acı " deyince "kendi destekçisi mi sandı ne kaçmadı, sohbete başlıyoruz..
"evet avı. Hemde çok acı..Bu duruma düşürülmemeiydi, düşmemeliydi"diyerek
Yanımdakine adliye ve karşıdakiDil Tarih Fakültesini -sıhıyeyi- göstererek "başörtülü kızlar şuralarda kuşlar gibi çırpınıyordu.
Şimdi çıkmış , ilme, mantığa vicdana sığmayan kararları için "gurur duyuyorum diyor"
Ama gördün mü bu gün karşısında başörtülü avukat vardı..Ülke mi battı..?
dedim..
"O da başörtüsü başka idi. Kanunlar" demeye kalkarak"bilemem o gün buradamı idiniz? dedi.
Hayır yoktum dedim ve "mesut yılmaz'ın da yapılanları savunduğundan dem vurmaya kalktı.
Ne kanunu Kanun mu vardı. O günde yasaklayan kanun yoktu bu günde bir kanun çıkmış değil ..
ama bunlar keyfi yönetmenlik diyerek millete hayatı zehir ettiler.. Şimdi de bu yaşında mahkemede ter döküyor.
İlim,insanlık ve ülke adına utanç verici şey. Keşke bunları yaşatmasalardı..
yine bizim de yakınlarımız başörtülü diyerek " üniversitelerde ki ise kanun gereği" diyecek oldu. Hangi kanun??.. İnsanlar, asakeri lojmanlara giremedi. En yakınlarını ziyeret edemedi. Şehit cenazesine alınmadılar.Bir iğne ile ülkenin batacağı düşünüldü.
Dün sizler bu gün FETOcular biyerlerin dolduruşuna gelip millete zulmettinzi Bilerek yapmayanlarda kullanıldınız dedim.
Artık ayrılıyoruz..
Elini uzattı..Bir an teredüt etim Elimi vermeyim diye. garibine gitti.Duraksadı.. Sonra uzattım ve hemen çekerek elime tütü tü diye tükürdüm..
Daha bir garip baka kaldı.
Çünkü elim kirlendi, onu temizliyorum ..Tükrüğüm zalimlerin elinden çok daha temiz..
Muhatabım..."iyi tepkini göstermiş oldun"dedi.
Bende eğer sizlerde yüz olsa milletin içine çıkamazsınız... Belki mahkemeden bir şey çıkmaz ama vicdanlar da çoktan mahkum oldunuz..
Ben Sıhıye duraklarına yönelirken o da arkasaına bile bakmadan yürümede zorlanarak Kızılay, yönünde karanlığa doğru yol aldı
............
Nerden nereye dercesine
Devam eden Duruşmayı dinlemek için girdiğimde not tutan ODA TV nin bayanmuhabiri ile karşılaştık.. İyi yaz.. Gece saat bir iki gibi senin notlara da bakıyorum deyince okunduğuna sevinmiş olmalı ki, neşe içinde "tamam" diyerek cevapladı.
Bizi seyreden Başbakanlık Özürlüler İdaresi kurucularından Raşit bey, "bakıyorum iyi anlaşıyorsunuz" dedi.
Bende nede olsa eski gazeteciyiz. Kan çekti dedim.
Şimdi nerde yazıyorsunuz diyene de " 28 Şubat ve Ecevit faişizminde YAZAN.. Ama . dikta da YAZAMAYANız.. İskiyi unutmayın dedim. Dava açtılar.. Gazetede köşem sustu.. Evimi basıp, bilgisayarımı gasp ettiler."
Garip garip bakanlar, zannediyor ki maduriyet sadece 28 Şubat'ta olur..
..............
Adliye mescidinde bir dönemin hakiki mazlum ve mağdurları ileyiz..
Polisler, hukuk adamları namaza gelmiş..
İstanbuldan gelen madurlar var.
Onlara dedim ki şimdi olduğu gibi 28 Şubat'da Hasan Celal Davasını da izledim.
polisler seviyordu ama yanaşamıyordu. Çünkü korku çökmüştü. Milletin dizleri titriyordu.Yanaşmıyorlardı
Allah'a şükür serbestçe mescide Namaz kılıyorlar dedim.
Muhatabım da "at sahibine göre kişner diyerek" Nerden nereye dercesine milletin yüreklerine su serpen ve tıpkı Çanakkale de askerin birlikte Namaz ve duya durduğu gibi Afrin harekatına katılanların kıldığı o muhteşem Cuma namazını hatırlattı..
:::::::::::::::
İŞE YARAMAZ PERSONEL
28 Şubat sürecinde Genelkurmay Harekat Başkanlığı İç Güvenlik Plan Şube'de Albay rütbesiyle görev yapan İdris Koralp; savunmasında
“Gösterilen belgeleri hatırlamak mümkün “ değil diyerek polisde verdiğim ifadeyi kabul etmediğini söyledi.
VİRÜS
Fetullah Gülen cemaatini, "Zararlı virüs ve gayrı nizami unsular" olarak nitelendirip, “zararlı virüs Silahlı kuvetlerin kalbine sirayet etmiş” diyen Koralp, TSK'nın bunlara karşı çeşitli tedbirler aldığını, çalışma grubu kurulmasının da bunlardan birisi olduğunu söyledi.
Üst makama sunmak üzere “günlük basın taraması ve incelemesi yaptıklarını,
Günlük irticai faaliyetleri derleyip kamuta kademesine sunduklarını,
Emre itaat ve görev sınırı içinde hukuka uygun faaliyet yürüttüklerini “ belirten Koralp, BÇG'nin geçici görevlendirilen 20 personel ve her gün gelen 6 kişiyle görev yaptığını anlattı.
Ve şöyle konuştu:
Gündem oluşturma durumumuz yok..
BÇG’nin özel bir yeri yoktu.
Her hangi bir belge dağıtılmadı.
Gelenler çok donanımsız kişilerdi.
İşe yaramaz yada boşta olan kişiler gönderilmişti.
İşe yarayan, danamımlı kişileri göndermezler..Bu insanlar darbe için seçilselerdi daha farklı insanlar.
BÇG personeli ayrıcalıklı, özel seçilmiş kişiler değildi.
BÇG kimsenin türbanı, sakalı, işinden aşından atılmasıyla uğraşmamıştır.
BÇG ismi abartılı ve sansayonel kullanıldı.
Eski savcı Mustafa Bilgili'den söz ederken, "sayın" ifadesini kullandı. Ancak hemen peşinden, "Düzeltiyorum, Mustafa Bilgili" diyen Koralp, "FETÖ" sanığı Bilgili'nin iddianameyi bilerek ve kasıtlı olarak karıştırıp, hayali, düzmece bir senaryo ile masum insanlara suç isnadında bulunduğunu bildirdi.
...............
SARUMSAK’I SORGULADIM..
Davaya konu tarihlerde bnb rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Dairesinde İstihbarata Karşı Koyma (İKK ) Şube Müdürü olarak görev yapan emekli Albay Mehmet Aygüner , savunmasında;
DKK'nda BÇG benzeri bir yapının oluşturulmadığını,
Gölcük Donanma'dan bazı evrakları çaldığı iddia edilen onb. Kadir Sarmusak'ın kendi şubelerinde görevli olduğunu, dışarı sızdırılan evrak için o dönem sorguladığını ancak zor kullanmadığını belirterek hakkındaki iddialarının “yalan” olduğunu
Bu konudaki (BÇG ) göevinin İstihbarat Daire Başkanlığı ve başındaki Albay Eser Şahan tarafından yürütüldüğünü duyduğunu ileri sürdü.
Genelkurmay'daki BÇG'de de herhangi bir görev yapmadığını anlattı. Yapılacak darbeyi engelleyecek askerleri tasfiye etmekle suçlandıklarını hatırlatan Aygüner, "DKK İKK şube müdürü olarak TSK ve devletimizi ele geçirmek için faaliyet gösteren adı dün cemaat, hizmet hareketi, bugün FETÖ olan örgütün üyelerini tespit için çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca DKK'nı her türlü bölücü, yıkıcı faaliyetlerden korumak için gayret sarf edilmiştir" dedi.
..............
:::::::::::
:::::::::::
K.Gürüz: GURUR DUYUYORUM
"438 gün "Sincan Ceza evinde kaldım" diyerek söze başlayan "altı yıldır. Bununla yatıp bununla kalkıyoruz. Anlayışla karşılayın.." diyerek Hakim önünde ter döken eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz," (YÖK olarak ) yaptıklarından "GURUR duyduğunu" söyledi.
"BCG nin ne olduğunu bilmiyorum...BÇG ile ilgili Hiçbir şey bilmiyorum.
Duymadım...
Basından öğrendim." diyen,
Savunmasını FETO örgütünü istismara dayandıran
ve
" "Bugün de olsa aynı kararları alırdım. O kararlar Türk milletinin geleceği, Türk varlığının bu topraklarda sürmesi için alındı" diyerek zulümlerine kılıf olarak "Türklük" vurgusu yapan Gürüz, sanık kürsüsünden inince Çavik Bir'inde oturduğu sanıklara ayrılan bölüme geçmeyerek Sanık Avukatlarına ayrılan yerden avukatını dinledi.
"438 gün "Sincan Ceza evinde kaldım" diyerek söze başlayan "altı yıldır. Bununla yatıp bununla kalkıyoruz. Anlayışla karşılayın.." diyerek Hakim önünde ter döken eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz," (YÖK olarak ) yaptıklarından "GURUR duyduğunu" söyledi.
"BCG nin ne olduğunu bilmiyorum...BÇG ile ilgili Hiçbir şey bilmiyorum.
Duymadım...
Basından öğrendim." diyen,
Savunmasını FETO örgütünü istismara dayandıran
ve
" "Bugün de olsa aynı kararları alırdım. O kararlar Türk milletinin geleceği, Türk varlığının bu topraklarda sürmesi için alındı" diyerek zulümlerine kılıf olarak "Türklük" vurgusu yapan Gürüz, sanık kürsüsünden inince Çavik Bir'inde oturduğu sanıklara ayrılan bölüme geçmeyerek Sanık Avukatlarına ayrılan yerden avukatını dinledi.
/////////////////////////////
YÖK eski Başkanı Gürüz intihara kalkıştı
15.06.2013 - 00:0
http://www.hurriyet.com.tr/yok-eski-baskani-guruz-intihara-kalkisti-23509167
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklu bulunan YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, intihara teşebbüs etti. Edinilen bilgiye göre Gürüz, tutuklu kaldığı Sincan Cezaevi’nde 28 Şubat davası kapsamında tahliye olan 37 kişinin haberini aldı.
Tahliye edileceklerin arasında kendi ismini göremeyen Gürüz, “Benim ne suçum var, beni niye tutuyorlar” diyerek tepki gösterdi. Bu tepkisinin ardından koğuşuna geçen Gürüz, sol bileğini bir cam parçasıyla keserek intihara teşebbüs etti. Koruma infaz memurlarının durumu farketmesi üzerine Gürüz, koğuşundan alınarak cezaevi içindeki hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Gürüz’ün sağlık durumunun iyi olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.
6. DALGADA TUTUKLANDI
Gürüz, Ergenekon davasında da tutuksuz olarak yargılanıyor.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında 22 Haziran 2012’de gözaltına alınan Gürüz, ifadelerinin ardından tutuklanarak Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti. Soruşturmanın 6. dalga operasyonunda alınan Gürüz, polislerin arasında götürüldüğü sırada, “Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, Mustafa Kemal’in kurduğu bu devlet yıkılmayacaktır. Bizi bu topraklarda silemeyeceklerdir”
demişti.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında 22 Haziran 2012’de gözaltına alınan Gürüz, ifadelerinin ardından tutuklanarak Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti. Soruşturmanın 6. dalga operasyonunda alınan Gürüz, polislerin arasında götürüldüğü sırada, “Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, Mustafa Kemal’in kurduğu bu devlet yıkılmayacaktır. Bizi bu topraklarda silemeyeceklerdir”
demişti.
//////////////////////////////////////
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder